21. Hukuk Dairesi 2016/17044 E. , 2018/2123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, eşinden aylık almaktayken babasından dolayı kazandığı ölüm aylığının faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı,Bağ-Kur sigortalısı olan babasından dolayı ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile aylıkların faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının eşi ...’in 27.03.2000 tarihinde vefat ettiği, davacının babası ...’ün 20.04.2001 tarihinde vefat ettiği, her ikisinin de Bağ-Kur sigortalısı olduğu ,davacının babasından aylık bağlanmasına ilişkin 02.03.2015 tarihli talebinin Kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 27.03.2000 tarihinde vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanında ayrıca 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 20.04.2001 tarihinde vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Mülga 02.09.1971 tarihli 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun 46. maddesinin 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesindeki halinde “Ölüm Sigortasından Bağlanan Aylığın Sona Ermesi” başlığı altında; “Sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan evlenme son bulunca aylık yeniden bağlanır. Sonraki eşinden de aylık almaya hak kazanan dul eşe bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
Sigortalının kız çocukları evlenirse bağlanan aylık kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan evlenmenin son bulması hâlinde, dul kaldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak kaydı ile yeniden aylık bağlanır.
Sigortalının çocuklarına bağlanan aylıklar; çocuğun 18 yaşını, orta öğretim yapması hâlinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması hâlinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam eder. Bu yaşları doldurdukları tarihlerde çalışamayacak durumda malul olan çocukların aylıkları, bu yaşlara vardıktan sonra da kesilmez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ayrıca 1479 sayılı Kanunun “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması hâlinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması hâlinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” koşulu, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilip 1479 sayılı Kanunun “Ölüm aylığının kesilmesi” başlıklı 46. maddesinin ikinci fıkrasına, “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
İptale konu düzenleme daha sonra kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin ikinci fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir.
Görüldüğü üzere 1479 sayılı Kanunun 46. maddesinin ilk halinde 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile getirilen “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” ifadesi bulunmamaktadır. Sadece sigortalının kız çocukları yönünden “ geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartının bulunduğu görülmektedir.
Davacının, babasının ölüm tarihinde eşinden aldığı ölüm aylığının miktarı belirlenmeden ve aldığı aylığın babasının ölüm tarihinde belirlenen asgari ücretin altında olup olmadığı tespit edilmeden veya başka gelir getirici faaliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartının gerçekleşmediğini söylemek mümkün değildir.
Somut olayda, 1479 sayılı Kanunun 46. maddesinin 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hâlinin uygulanmasının gerektiği ve bu düzenlemede davacının eşinden aldığı ölüm aylığının yanında sigortalı babasından ölüm aylığı alabileceği, ancak bunun tek şartının evlenmenin son bulması hâlinde, dul kaldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren geçimini sağlayacak başka bir gelirinin bulunmaması olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece babasından dolayı ölüm aylığı talebinde bulunan davacının “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartının kapsamlı bir şekilde araştırılması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/10-3192 Esas,2018/101 Karar sayılı ilamı bu yöndedir.
Yapılacak iş, davacının babasının ve eşinin sigortalılığına ilişkin dosyalarını Kurumdan getirtmek, hem aylık bağlanmasına ilişkin 1479 sayılı Yasa"nın 45. maddesi hem de aylığın kesilmesi koşullarını düzenleyen 1479 sayılı Yasa"nın 3165 sayılı Yasa ile değişik 46. maddesi bakımından davacının eşinin ve babasının 02.08.2003 tarihinden önce vefat etmiş olmaları nedeni ile 02.08.2003 tarihinden önceki mevzuatın uygulanacağını ve davacının eşinden dolayı almakta olduğu ölüm aylığının “geçimini sağlayacak gelir” kapsamında değerlendirilemeyeceğini göz önünde bulundurarak davacının babasından dolayı alabileceği aylık bakımından eşinden aldığı aylık dışında başkaca geliri bulunup bulunmadığı araştırmak ve yukarıda anılan Yasa maddelerine göre değerlendirme yapıp sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.