Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6042
Karar No: 2019/1719
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6042 Esas 2019/1719 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6042 E.  ,  2019/1719 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacı ... ile davalı ... aralarındaki tazminat davasına dair ...1.Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinden verilen 26.03.2015 günlü ve 2013/787 E., 2015/343 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 04.07.2018 günlü ve 2018/775 E-2018/7587 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; arsa maliki ve inşaat sahibi olan davalıdan adi yazılı sözleşme ile 22/02/2001 tarihinde bir daire satın aldığını, satış bedeli olan 10.000 TL"yi peşin ödediğini, fiilen teslim aldığı dairenin içinde ikamet ettiğini, ancak davalının edimini ifa etmediğini, davacıya satışı yapılan dairenin de içinde bulunduğu ana taşınmazın inşaatının halen devam ettiğini belirterek, taşınmazın tapusunun davacının adına tesciline, bu olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bahse konu dairenin rayiç bedeli üzerinden hesaplanacak tazminatın davalıdan tahsiline, yahut fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya satış tarihinde ödenen 10.000 TL"nin ödeme tarihi olan 22/02/2001 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; satış bedelinin 10.000.TL olduğunu, davacı tarafın ancak bu parayı dava tarihindeki faizi ile birlikte talep edilebileceğini, davacının bu evi 2001-2008 tarihleri arasında kullandığını, sonra terkettiğini, bu dönemler için kira ödemediğini, kira bedeli toplamının satış bedelinin düşülmesinin gerektiğini, ekonomik kriz nedeniyle inşaat bitirilmediği için kat mülkiyetine de dönüştürmenin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL"nin 10/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafın tapu iptal ve tescil talebinin ve rayiç bedel isteminin reddine dair verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 30.04.2013 tarihli ve 2013/5508 E., 2013/7116 K. sayılı ilamı ile; "..Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden anılan kanun hükmüne aykırı şekilde genel mahkeme tarafından hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davacının 2001 senesinde davalıya ödediği 10.000,00 TL"nin, akdin imkansız hale geldiği 10/03/2008 tarihinde ulaştığı alım gücüne ""denkleştirici adalet prensipleri gereği"" uyarlanması sonucu 66.525 TL"ye ulaştığı gerekçesiyle 02.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınarak, davanın toplam 66.525,00 TL üzerinden kabulü ile, hükmedilen bedelden 10.000,00 TL"ye dava tarihi olan 05/10/2011 tarihinden itibaren bakiye 56.525,00 TL"yi ıslah tarihi olan 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 04.07.2018 günlü ve 2018/775 E-2018/7587 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
    Davalı, daire ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dairemizin 30.04.2013 tarihli ve 2013/5508 E., 2013/7116 K. sayılı bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, davacı davasını ıslah etmiş ve mahkeme de bu ıslahı dikkate alarak hüküm kurmuştur.
    Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176. maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır.
    Aynı Kanun"un müteakip 177.maddesinde ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilmek ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
    Nitekim, 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin (HMK.177.m) açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği, Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmış, yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise, Dairemizin 30.04.2013 tarihli bozma ilamı sonrasında mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporları sonrasında davacı vekilince 02.03.2015 tarihli ıslah dilekçesinin sunulduğu, mahkemece de davacı vekilinin söz konusu ıslah dilekçesi dikkate alınmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da nazara alındığında bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı Dairemizce bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; Dairemizin 04.07.2018 günlü ve 2018/775 E-2018/7587 K.. sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 04.07.2018 günlü ve 2018/775 E-2018/7587 K.sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçeler ile davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.02.2019 gününde oy çokluğu ile karar verildi.



    (MUHALİF)






    A.B./P.M.


















    .../....
    -4-

    KARŞI OY

    Davacı bu davasında 22.02.2001 tarihinde davalı ile aralarında düzenledikleri harici sözleşme ile davalıdan bir daire satın aldığını, satış bedeli olarak peşinen 10.000 TL ödediğini, sözleşme tarihi itibariyle dairenin de kendisine teslim edildiğini, dairede yıllarca ikamet etmiş olmasına rağmen davalının tapuda devre yanaşmadığını ileri sürerek söz konusu dairenin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili, olmadığı taktirde raiç değerinin tespiti ile bu bedelin tahsili, bu talebinin de karşılanmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ödediği 10.000 TL" nin ödeme (sözleşme) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece ise taraflar arasında düzenlenen 22.01.2001 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğu, ancak davacının sözleşme tarihinde ödediği 10.000 TL"nın aktin ifasının imkansızlaştığı yani davacının harici satışa konu taşınmazı boşalttığı tarih olan 10.03.2008 tarihindeki denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değer olarak hesaplanan ve bulunan 66.525,00 TL"nı isteyebileceği gerekçe gösterilerek davacının ıslah talebi de gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı, dava dilekçesinde açıkça kendisine haricen satılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde raiç değerinin tahsilini, bunun da kabul edilmemesi halinde harici sözleşme gereğince ödediği 10.000 TL"nın (fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak) ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davacının bu talebi tarafları ve mahkemeyi bağlar. Davacının sözleşme tarihinde
    ödediği 10.000 TL"nın denkleştirici adalet ilkelerine göre hesaplanacak ve hesaplanan bu değere göre bulunacak miktarın tahsiline yönelik bir talebi yoktur. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olması da sonradan tek taraflı olarak davasını değiştireceği anlamına gelmez. Kaldı ki davacı asil ... ve vekili Avukat ... mahkemeye verdikleri 17.01.2012 havale tarihli dilekçelerinin (5) numaralı bendinde açıkça taşınmazın raiç bedelinin, olmadığı takdirde 2001 yılında davalıya ödenen 10.000 TL"nın ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istemişlerdir. Mahkemenin davacı tarafın talebi olmadığı halde HMK 26 (HUMK 74) maddesine aykırı bir şekilde görev ve yetkisini aşmak suretiyle denkleştirici adalet ilkelerine göre bilirkişileri re"sen görevlendirip, rapor almak ve bu rapor doğrultusunda karar vermesinin taleple bağlılık ilkesine ters düştüğü ve davacının ancak harici sözleşme gereğince ödediği 10.000 TL"nı isteyebileceği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 28.02.2019






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi