Esas No: 2022/3099
Karar No: 2022/4331
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3099 Esas 2022/4331 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan işten çıkarıldığını ileri sürerek işe iadesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verirken, Bölge Adliye Mahkemesi davayı red etmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararı sonrasında Kütahya 1. İş Mahkemesi, feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar vermiştir. Dosya şimdi temyiz incelemesi için Dairemize gelmiştir, ancak bu kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Hükümleri:
- 6100 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. maddenin 1. fıkrası
- 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 24 ve 2. maddeleri
- 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İHBAR
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
Davacı, 02.04.2013 tarihinde davalı ... bünyesinde büro elemanı olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının hizmet alım ihaleleri kapsamında diğer şirketin işçisi olarak çalıştığını, Belediyenin asıl işveren sıfatının bulunmadığını, iş sözleşmesinin OHAL kapsamında çıkartılan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre haklı sebeple feshedildiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Şirket vekili, asıl işverenin davalı ... olduğunu, iş sözleşmesinin davalı Belediyenin talebi üzerine 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname doğrultusunda haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “toplanan delillere göre fesih bildiriminde fesih sebebi açık ve kesin olarak gösterilmediği gibi, davalılar tarafından davacının FETO/PDY üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı,irtibatıyla ilgili hiç bir delil ibraz edilmediği ayrıca davacı hakkında yapılan emniyet ve savcılık araştırmalarında davacının FETO/PDY üyeliği, mensubiyeti iltisakı, irtibatıyla ilgili hakkında herhangi bir soruşturma bulunmadığının belirtildiği, işçinin ihraç edildiği taşeron şirketin de, işten çıkarılmaya dayanak gösterilen Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki bir kamu kurumu olmadığı ve bu nedenle alt işveren tarafınca yapılan feshin geçerli nedene dayalı olarak yapıldığının somut delillerle ispatlanmadığı” gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, iş sözleşmesinin feshinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden alınan yetki ile yapıldığı ve bu düzenleme karşısında davanın esası hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verilmiştir.
Karara karşı davacı taraf temyiz yoluna başvurmuş ise de kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarihli 2017/46272 esas 2018/4146 karar sayılı ilamı ile temyiz talebinin reddine dair ek kararın ortadan kaldırılmasına, esas yönünden ise “davalı asıl işveren Kütahya Belediyesi'nin davalı alt işveren Beltur Tur. Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne yazdığı 05.08.2016 tarihli yazı ile davacının da içinde bulunduğu ekli listede ismi geçen kişilerin iş sözleşmelerinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesi gereğince FETÖ/PDY üyeliği, mensubiyeti ve bağlantısı olduğuna dair kuvvetli şüphe uyanan kişilerle kurum güvenliği tedbiri nedeniyle çalışmaya devam edilmesinin sakıncalı bulunduğu belirtilerek 05.08.2016 tarihi itibariyle belediye hizmetlerinden ilişiğinin kesilmesinin istendiği anlaşılmakla, asıl işverenin bu talebinin alt işveren yönünden fesih tarihi itibariyle en azından geçerli sebep oluşturduğu, alt işverenin terör örgütü ile ilgi ve ilişiği olduğu iddiasında bulunulan işçi ile hizmet sözleşmesini devam ettirmesinin beklenemeyeceği” gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafın Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru sonrasında, Anayasa Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli kararı ile başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının ihlal edildiğine ve kararın bir örneğinin mahkeme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli tablonun (D) sütununda belirtilen mahkemelere gönderilmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine Kütahya 1. İş Mahkemesince yeniden yargılama yapılmak suretiyle 26/10/2021 tarih, 2021/7 esas ve 2021/342 sayılı karar ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar temyiz yoluna başvurmuştur.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
31.03.2011 gününde kabul edilip 14.04.2011 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 30. maddesi gereğince 6100 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. maddenin 1. fıkrası ile “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü düzenlenmiştir.
07.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de ilan edildiği üzere 5235 sayılı Kanunun 24 ve 2. maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin, 20.07.2016 tarihi itibari ile tüm yurtta göreve başlaması nedeniyle bu tarih ve sonrasında verilen İlk Derece Mahkemesi kararları hakkında 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.
Somut olayda, Anayasa Mahkemesi kararından önceki yargılama sürecinde de Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyette olduğu ve ihlâle konu kararın istinaf incelemesinden geçtiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesince, adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin sonuçların ortadan kaldırılması ve “yeniden yargılama yapılması” için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderildiği açıktır. Bu halde İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmalıdır. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince 26.10.2021 tarihinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karara karşı davalılar tarafından temyiz dilekçesi sunularak dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmişse de Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı tarihten sonra verilen İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda değinilen kanun hükmü ışığında Dairemizce incelenemeyeceği anlaşılmakla; istinaf kanun yolu incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere MAHKEMESİNE İADESİNE, 12.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.