3. Hukuk Dairesi 2017/5040 E. , 2019/1732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi-kal-kira alacağı-haksız işgal tazminatı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalının 16/10/1986 tarihli kira sözleşmesi, 26/04/2004 tarihli ek kira sözleşmesi ve 09/02/2006 tarihli protokol gereği kendilerine ait eski 245 parseldeki taşınmazı "şantiye binası, konkasör rampası ve diğer tesisler" için kiraladığını, 2009 Aralık ayında imar çalışması ile yeni parsel numarası alan taşınmazın kira bedelinin ödenmediğini, ... 63. Noterliğinin 21/09/2012 tarihli ihtarnamesi ile kira kontratının tek yanlı feshedildiği ve muaccel hale gelen kira bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiğini, ... 17. Noterliğinin 28/09/2012 tarihli davalının cevabi ihtarnamesi ile 2009 imar değişikliği ile taşınmazın hazineye geçmesi nedeniyle kira bedellerinin ecrimisil olarak Hazine"ye ödendiğinin bildirildiğini, bu durumda davalının zımmi kabul beyanı ile kira kontratının 28/09/2012 tarihinde feshedildiğini, davalı şirketin fuzuli şagil durumuna geldiğini, davalının haksız el atmanın önlenmesine, davalıya ait olan "malzeme, şantiye binası, konkasör rampası ve diğer tesislerin" kal"ine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL ile haksız kullanımdan dolayı müdahale tarihinden itibaren 5.000 TL ecrimisil olmak üzere toplam 10.000 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, 26/08/2013 tarihli dilekçe ile fesih ihtarnamesindeki verilen zamana kadar kiracılık, bu zamandan sonra işgalci sıfatıyla alacak taleplerinin bulunduğunu belirtmiştir.
Davalı; taşınmazdaki imar değişikliği nedeniyle davacıların malik sıfatını kaybettiklerini, Hazine malik olduğundan açılan davanın husumetten reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacıların kira sözleşmesine konu eski 245 parselden imar değişikliği ile gelen ve mülkiyetlerinde bulunan 60910 ada 1 parsel içinde kalan 3.600 metrekarelik alanı davalının mıcır dökmek suretiyle kullandığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 28/09/2012 tarihinde feshedilerek sonlandırıldığı, 07/09/2009 tarihli imar değişikliğinin kira sözleşmesine son veremeyeceği, davacıların 28/09/2012 fesih tarihine kadar kira, sonrasında ise ecrimisil alacakları bulunduğu, davacılar ... ve..."in her birinin 3.745 TL kira bedeli, davacı ..."ın 5.495 TL kira bedeli alacaklarının olduğu, toplam kira alacağının 9.240 TL olduğu, fesihten sonra dava tarihine kadar her bir davacının 1/5 payına 256 TL ecrimisil bedeli isabet ettiği gerekçesiyle; davalının el atmasının önlenmesine ve 07/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilmiş olan ...- Yenimahalle/Alacaatlı Mahallesi Ada 60980, Parsel 1 içinde kalan 3.600 m2"lik alana davalının el atmasının önlenmesine ve işgal edilen alandaki mıcırın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL kira alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 768 TL ecrimisil tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacıların sair temyiz itirazları itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dosyanın incelenmesinden; davacılar vekilinin 22.09.2015 tarihli dilekçesi ile bilirkişi ek raporuna itirazlarını sunduğu, yeni rapor alınması taleplerinin kabul edilmemesi halinde tarafına ıslah için süre verilmesini talep ettiği, ancak mahkemece bu talep hakkında değerlendirme yapılmaksızın, dilekçenin sunulmasını takip eden celse dosyanın karara bağlandığı görülmüştür.
HMK.’nun 177/1 maddesi gereğince, ”Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.”
Somut olayda, davacının fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğu ve tahkikatın da henüz sonuçlanmadığının anlaşılması karşısında, HMK.’nun 177/1 maddesi gereğince, davacıların davasını ıslah etme hakkının bulunduğu mahkemece gözetilip, davacılara ıslah konusunda süre verilip, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, davacı tarafın ıslah talebi değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacılar ... ve..."in her birinin 3.745 TL, davacı ..."ın 5.495 TL kira bedeli alacaklarının olduğu belirtilmesine ve bu kira bedellerinin toplamı 12.985 TL olmasına rağmen, hüküm gerekçesinde toplam kira alacağının 9.240 TL olduğu yazılmış olup, maddi hata yapıldığı, yine hükümde el atılan bölüm 60910 ada 1 parsel olmasına rağmen, 60980 ada 1 parsel yazılıp maddi hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-) Davacıların kira sözleşmesine konu eski 245 parselin 07.12.2009 tarihli imar değişikliği ile yeni parsellere dönüştüğü, 60910 ada 1 parsel içinde kalan 3.600 metrekarelik alanı davalının mıcır dökmek suretiyle kullandığı, bu alanın davacıların mülkiyetinde bulunduğu, bu kısım için davacıların 28/09/2012 fesih tarihinden dava tarihine kadar ecrimisil alacakları bulunduğu sabittir. Eski 245 numaralı parselin tarla vasfında olmasına rağmen, imar değişikliği sonucu 60910 ada 1 parselin arsa vasfında olduğu ve Yenimahalle Belediye Başkanlığının 03.06.2013 tarihli yazısından bu parselin parselasyon planı kapsamında E=0.50 ve Hmaks=Serbest yapılaşma koşullarıyla konut kullanımında kaldığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; 07.12.2009 tarihli imar değişikliği ile arsa vasfına dönüşen taşınmazın bulunduğu yerde değişimden dolayı rayiç bedeller, emsal taşınmazlar yönünden somut verilere göre bilirkişilerden bu hususta ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacıların sair temyiz temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.