Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3453
Karar No: 2022/4246
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3453 Esas 2022/4246 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı idareye ait bir hastanede sürekli işçi olarak çalışan davacı, ücretinin ve diğer ödeneklerinin eksik ödenmesi nedeniyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf yoluna başvurmuş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi süre yönünden başvuruyu reddetmiştir. Temyiz sonucunda, yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolunun ve süresinin hükümde açıkça belirtilmemesi hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacağı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kararın gerekçesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 346. maddesi açıklanmıştır. Ayrıca, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin \"ç.\" bendi uyarınca, hükümde kanun yolları ve süresinin gösterilmesinin bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.
9. Hukuk Dairesi         2022/3453 E.  ,  2022/4246 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 22. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı idareye ait Silivri Devlet Hastanesinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, 2019 yılından itibaren ücreti hesaplanırken, sürekli işçi kadrosuna geçmeden önceki ihale şartnamesinde belirlenen asgari ücretin % 34 fazlasının uygulanmadığını, bu yanlış yorum nedeniyle davacının ücretinin, ilave tediyesinin, ikramiyesinin, fazla mesaisinin ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin eksik ödediğini iddia ederek bu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının 01.01.2018 - 31.12.2018 arasında asgari ücretin % 34 fazlasını aldığını ve bunun devam etmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, 01.01.2019 ve devamında davacının asgari ücretin % 34 fazlasını almasını gerektirir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, sonuç olarak dava dilekçesinde iddia edilenin aksine, davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek, bu ücrete % 4 zam uygulanmadığını, davacının 2018 ücreti korunarak % 4 oranında zam yapıldığını, bu durumda ücret düşümü söz konusu olmadığından davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    İstinaf:
    Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesi ile süre yönünden reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. maddesi yollamasıyla kıyas yolu ile uygulanacak olan 346. maddesi gereğince temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi temyiz dilekçesinin reddine karar verir ve 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder, bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
    Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin "ç." bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır.
    Anayasa Mahkemesi de bir çok kararında başvurucuların gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceği, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında temyiz süresinin mahkeme kararında farklı belirtilmiş olması karşısında kanunda belirtilen süre olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren değerlendirmelerin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yorumun başvurucuların temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiği ve bu açıdan kararın başvurucuların mahkemeye erişim hakkını zedelediği sonucuna ulaşılarak, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alman adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. (Anayasa Mahkemesi'nin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli ( 29757 Sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete' de yayımlanan) kararı.)
    Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi'nin kararında karar kesin olmamasına karşın kesin olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Bakanlık vekiline 15.06.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili ise 16.08.2021 tarihinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir. Kararda herhangi bir kanun yolu merci ve süresi belirtilmeyen hallerde ise süresiz başvuru hakkının bulunduğu kabul edilmelidir.
    Davalı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, kanuni süre geçtikten sonra istinaf yoluna başvurulduğu açıktır. Ancak İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı bir şekilde, kesin ve kanun yollarının kapalı olduğu ifade edilerek verilmesi karşısında hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı açısından davalı vekilinin karara karşı süresinde istinaf yoluna başvurduğunun kabul edilmesi bir zorunluluktur. Bu durumda; Bölge Adliye Mahkemesi’nin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresinde istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin süre yönünden reddine dair kararı Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin "ç." bendine aykırı olup istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, davalının istinaf gerekçeleri doğrultusunda esastan inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davalının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi