3. Hukuk Dairesi 2017/13878 E. , 2019/1761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyizi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının aleyhinde takip başlattığını, dava konusu taşınmazı sattığını, ilgili aboneliğin bulunduğu taşınmazın sahibi olmadığını,... isimli dava dışı kişinin mesken elektrik aboneliğini imzasını taklit ederek ticarethane aboneliğine çevirdiğini, davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip miktarının % 20"si üzerinden kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının ödenmemiş eletrik borcu bulunduğunu bu nedenle aleyhine takip başlatıldığını savunarak, davanın reddi ile %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün 2010/1284 esas sırasına kayıtlı iken yenilenmekle 2012/8134 esasını alan takip dosyası üzerinden davalı tarafından davacı...ve dava dışı borçlu... aleyhine yürütülen ilamsız icra takibinde davacı ..."un davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu alacak miktarı olan 6.580,46 TL alacağın %20"si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafınan temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, İcra ve İflas Kanunu"nun 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının borçlu olmadığına dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu noktada uyuşmazlık; davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için gerekli yasal koşulların bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 5.fıkrası uyarınca; “...Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Buna göre; alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça takibin kötü niyetle yapılmış olması ve takip nedeniyle borçlunun zarara uğramış olması koşullarına bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu takip dosyasının incelenmesi neticesinde; davacı ve dava dışı... aleyhinde takip başlatıldığı, dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı, takibin süresinde yenilendiği, yenileme sonrası ödeme emrinin davacıya tebliğ edilemediği görülmektedir.
Temyiz incelemesine konu eldeki davada; davacının mesken abonesi olduğunu, ancak taşınmazı 1996 yılında sattığını ve dava konusu icra takibinde borçlulardan biri olarak görünen ve borcu taksitlendiren dava dışı... isimli kişinin aboneliği imzasını taklit ederek ticaret aboneliğine çevirdiğini beyan ettiği, davalının aboneliğin ilk olarak muhtarlık kanalıyla yapıldığı ve abonelik bilgi ve belgelerinin ilgili muhtarlıktan temini gerektiğine dair yazısı nedeniyle mahkemece ilgili muhtarlığa yazı yazıldığı ve muhtarlığın bilgi ve belgelerin bulunmadığına dair yazı cevabı karşısında; davacının kayıtlarda abone olarak görülmeye devam edilmesi nedeniyle, dava konusu borç nedeniyle sorumlu tutulup tutulamayacağına dair hususun yargılama gerektirdiğinin kabulü gerekir.
Bu haliyle; davalının elindeki bilgi ve belgelere göre davacının hukuken sorumlu olduğu kanısı ile aleyhinde fatura tahakkuk etmekte ve takip başlatmakta kötü niyetli olduğunu gösterir delil bulunmadığından mahkemece, yasada belirtilen şartları taşımadığından davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği gözetilerek, tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek davalı aleyhine yazılı şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2.bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün ikinci fıkrasında yer alan "" Takip konusu alacak miktarı olan 6580,46 TL alacağın %20"si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, "" ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "Davacının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,"" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.