Esas No: 2022/3357
Karar No: 2022/4177
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3357 Esas 2022/4177 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3357 E. , 2022/4177 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 32. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01.11.2011 tarihinden 31.08.2014 tarihine kadar davalıya ait iş yerinde zabıta işçisi olarak bordro ücreti ile çalıştığını, davacının iş akdinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları, fark işe başlatmama tazminatı, ilave tediye, fark ücret, fark boşta geçen süre ücreti, yıllık ücretli izin, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile eşit davranma borcuna aykırılık tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı ...’nin davaya konu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, sözleşmenin davacı ile dava dışı Ak-Silen Sos. Hizm. Turz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalandığını, adı geçen şirketin ihale alıcısı olarak bağımsız bir iş üstlendiğini, çalışma düzeninin Ak-Silen Şirketi tarafından yürütüldüğünü savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 01.11.2011-31.08.2014 tarihleri arasında davalı ... Başkanlığında zabıta personeli olarak çalıştığı, davalı ... ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının mahkeme kararı ile kesinleştiği, yasal süre içerisinde başvuruya rağmen davacının işe başlatılmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Davalı Temyizi Yönünden;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 18.333,65 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun'un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Davacı Temyizi Yönünden;
a-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklar kapsamına yemek ve yol yardımının dahil olup olmadığı noktasındadır.
Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar için, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir Toplu İş Sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplamaya gidilmelidir.
Boşta geçen sürenin en çok dört aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yakacak yardımı gibi para ile ölçülebilen haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak fiili çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı prim gibi ödemelerinin, en çok dört ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz.
Somut uyuşmazlıkta, işverence işçilere yemek ve yol yardımı yapıldığı anlaşılmakta olup, Mahkemece bu yardımların parasal değeri boşta geçen süre ücretine ilave edilmemiştir. İşçinin fiilen çalışmadığı dört aylık dönemde servis ile işe götürülüp getirilmesi söz konusu olmayacağından bu halde işçinin pozitif manada bir gelir kaybı olmadığı gibi, tasarruf edemediği yahut malvarlığından eksilen bir miktar da bulunmamaktadır. Aynı durum yemek yardımı için ise söz konusu değildir. İşverence işyerinde işçilere yemek verilmesi halinde, işçinin dört aylık boşta geçirdiği süre içinde bu yemek yardımından yararlanması mümkün olamayacaktır. Bu durumda işçi, dört aylık zaman dilimindeki yemek ihtiyacını kendi maddi imkanları ile sağlamak, yemek yardımının eksilmesi ile oluşan boşluğu kendisi ikame etmek zorundadır. Oysa işçi fiilen işe gitmediği takdirde, herhangi bir gelir kaybı olmadığı gibi, yararlanamadığı yol yardımını ikame edecek bir harcama yapmak zorunda da değildir. Bu itibarla somut olayda, yemek yardımı bedelinin boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar kapsamına dahil edilmesi gerektiğinin gözden kaçırılması hatalıdır.
c-Davacı işçi, davalı işvereni davadan önce temerrüde düşürmüş olmakla ihtarnamede sayılan alacak kalemleri bakımından dava dilekçesinde açıklanan talep tarihleri de gözetilerek faize hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihleri esas alınarak faize hükmedilmesi ayrıca hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.