Esas No: 2022/1156
Karar No: 2022/4144
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1156 Esas 2022/4144 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, kurumda yapılan kadro aktarımı sonucu aynı kadro ve özlük hakları ile nakledildiğini ancak bazı sosyal haklarının belirtilen şekilde ödenmediğini, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin de ödenmediğini iddia ederek belirsiz alacak davası açmıştır. Davalı ise davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını öne sürerek davanın reddedilmesini talep etmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, davanın belirli alacak davası olarak açılması gerektiğine karar vererek hükmü bozmuştur. Hukuk Genel Kurulu ise davacının sendika üyesi olup olmadığı ve toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmayacağı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Yeniden değerlendirme yapılması ve ardından karar verilmesi gerektiği belirtilen kararda, toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesiyle düzenlenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un (6111 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi
- 6356 sayılı Sendikalar ve Top
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un (6111 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince kurumlara kadro aktarımı yapılan işçiler içinde kabul edilen davacının İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne aynı kadro ve özlük hakları ile nakledildiğini, davalıya ait işyerinde hafta tatili ile tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan, fazla çalışma yapan müvekkilinin bu çalışmalarının karşılığının ayrıca kıdem tazminatı ile kullandırılmayan yıllık izin ücretinin ödenmediğini, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yemek yardımı, yakacak yardımı, ilave tediye, ikramiye, ek ikramiye, direksiyon primi, sorumluluk zammı ve gıda yardımı sosyal haklarının bir kısmından hiç veya eksik yararlandığını, taban ücretinin eksik belirlendiğini, kıdem zammı ve yıpranma yardımının eksik hesaplandığını, istek dönemine ilişkin bordroların getirtilerek yapılan ödemeler ile toplu iş sözleşmesi hükümlerinin karşılaştırılması ve bu hususta bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden dava konusu alacakların miktarının kendileri yönünden bilinmez olduğunu bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirtilen alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 6111 sayılı Kanun gereği kendi isteği ile başka kuruma geçen davacının bütün hak ve alacaklarının ödendiğini, davacının toplu iş sözleşmesi imzalayan sendikaya üye olmadığı gibi dayanışma aidatı da ödemediğini, bu nedenlerle toplu iş sözleşmesinde belirtilen haklardan yararlanmasının mümkün olmadığını, alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 19.12.2016 tarihli ve 2016/28391 Esas, 2016/28350 Karar sayılı kararı ile; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği, fazla çalışmanın tüm çalışılan ve talep edilen dönem için saat 17.00'a kadar sürdüğü yönündeki davacı tanıklarının beyanlarını aşar nitelikteki hesaplamanın hatalı olduğu ve imzalı bordrolarda tahakkuk bulunan dönemlerde gösterilen miktarlara ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenerek ödeme yapılmış ise ilgili dönemler dışlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma konusu tüm uyuşmazlıklar bakımından önceki hükümde direnilmesi üzerine, dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Hukuk Genel Kurulunun 04.11.2021 tarih, 2021/(22)9-626 Esas, 2021/1331 Karar sayılı ilâmı ile belirsiz alacak davasına ilişkin uyuşmazlık bakımından; sendika üyesi olan davacının çalışma süresini ve ücret miktarını belirleyebileceği, belirsiz alacak davasının koşullarının bulunmadığı, ispata yönelik olguların davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesini mümkün kılmayacağı, açıklanan nedenlerle direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği ve direnme kararının yerinde olduğu; fazla çalışma alacağına ilişkin tanıkların beyanları, ücret bordrolarında bazı aylarda fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunması, yapılan işin niteliği ve işyerinin özelliği dikkate alındığında, Mahkemece tanık beyanlarının ortalaması alınarak davacının haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının kabul edilmesinin isabetli olduğundan direnme kararının yerinde olduğu; bordrolardaki tahakkuklara ilişkin uyuşmazlık bakımından da, davacının imzası bulunmayan bordrolarda ulusal bayram ve genel tatil ücretine ilişkin tahakkuk bulunmadığı ve banka kanalıyla yapılan ödemelerde de bu alacağa ilişkin bir ödeme yapılmadığı tespit edildiğinden mahkemece araştırma yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından mahkemece yapılan değerlendirmenin isabetli bulunduğu ve direnme kararının yerinde olduğu na karar verilmiş ancak bozma nedenine göre işin esasına yönelik ve hüküm altına alınan alacak miktarlarına ilişkin temyiz incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
YARGITAY KARARI
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Toplu iş sözleşmesinden yararlanma, 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinde; “(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.(3) Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır.(4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.” şeklinde düzenlenmiştir. Benzer düzenlemeler mülga 2822 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinde de bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı ... ile ... Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesine göre davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları hesaplanmıştır. Ancak davacının 30.11.2000 tarihinde ... Sendikasına üye olduğuna dair üye kayıt fişi dosya kapsamında mevcut ise de, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin toplu iş sözleşmelerinin imza tarihinde sendika üyesi olup olmadığı, üye değilse dayanışma aidatı ödeyip ödemediği hususları bakımından yeterli araştırma yapılmamıştır. Buna göre mahkemece yapılacak iş; toplu iş sözleşmesi alanında uzman bir bilirkişiden, davacının uyuşmazlık döneminde ... Sendikasına üye olup olmadığı, üye değilse uyuşmazlık konusu tüm dönemler için dayanışma aidatı ödeyip ödemediği hususlarının belirlenerek ... sendikası ile yapılan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağının netleştirilmesi ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları bakımından sonucuna göre karar verilmesi gerektiğidir. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacakları da toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplandığından bu alacak kalemlerinin de davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesine göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği hususu unutulmamalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.