Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3308
Karar No: 2022/4161
Karar Tarihi: 30.03.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3308 Esas 2022/4161 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/3308 E.  ,  2022/4161 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının halı sektörünün öncü firmalarından olduğunu, Almanyadaki faaliyetlerini ve yaptığı ihracat miktarını arttırmak ve halı sektörüne egemen olmak amacıyla bağlı şirket olarak Sanat Teppich'i kurduğu ve bu şirkete ekstra önem verdiğini, davalı ile aylık 7500 Euro maaş alacağı konusunda anlaşıldığını, bu tutar haricinde ikramiye, kar payı ya da buna benzer yasal hakların olmayacağının iş sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, şirketin Almanya piyasasındaki işlerinin daha kötüye gittiğini fark eden müvekkili şirketin denetim yaptırma ihtiyacı hissettiğini, denetim şirketinin müvekkil şirketin bağlı şirketi Sanat Teppich'e ait tüm ticari defterleri, faturaları, belgeleri incelediğini, yapılan inceleme sonucunda davalının görevini ağır nitelikte ihmal ettiğini, muhtelif firmalardan yaptığı tahsilatları şirkete bildirmediği gibi kasa defterine de kaydetmediğini, müvekkil şirketin ticari faaliyetlerini sekteye uğrattığı ve ticari hayattaki itibarını zedelediğini, davalının çeşitli firmalardan yaptığı tahsilatları şirkete bildirmeyerek kendi hesabına aktardığını, davalının müşterilerden toplamda 87.776,40 Euro tahsil edip yaptığı tahsilatları kasa hesabına kaydetmediğini, davalının, ortaklar kurulunun onayını almadan tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye koyduğu maaş hükmü ile 2017 yılı Ocak ayı ile iş sözleşmesinin feshedildiği ekim ayı arasında şahsına toplamda 44.700 Euro fazla ücret tahakkuku yaptığını ve kendi banka hesabına bu bedeli ücret ödemesi adı altında havale yaptığını beyanla maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davalının yurt dışında ikamet ettiğini, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğini, dosyaya sunulan vekaletnamenin dava dilekçesi tebliği yerine geçmeyeceğini, davalının iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini, şirket aleyhine Alman Mahkemelerinde alacak davası açtığını, bunun üzerine şirketin kendisine anlaşma teklif ettiğini, kabul etmemesi üzerine baskı yaptığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı yanca, davalı işçinin, davacı işverene zarar verdiğine dair iddiası ispatlanamadığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının davacıya ait işyerinde 03/07/2012-03/11/2017 tarihleri arasında genel müdür olarak çalıştığı dönemde davacı şirketi zarara uğratan işlemler yaptığı davacı işveren tarafından iddia edilmekte olup davacı işverenin hazırlattığı DRF Bağımsız Denetim ve Danışmanlık AŞ tarafından hazırlanan raporun delil olarak dosyaya sunulduğu, davacı işveren şirketin adı geçen denetim şirketinin kurucu ortağı ...’ın aynı zamanda davacı şirketin çalışanı olduğu,
    Mahkemece, bilirkişi heyetinden davacının iddialarına ilişkin aldırılan raporda davacı şirketin müşterilerinin tamamının yurt dışında olmaları nedeniyle müşterilerden tahsil edilip kasaya yatırılmadığı iddia olunan hususlarda, davalının genel müdür olarak işe alındığı halde yetki ve görevleri ile şirket adına maaş ödemelerini kimin yaptığına ilişkin kayıtlar sunulmadığından davacı adına sözleşme, tahsilat ve bankacılık işlemleri yetkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilemediğinin anlaşıldığı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; davalının iş akdinin feshi sonrasında Almanya mahkemelerinde alacaklarının tahsili istemli dava açtığı, bilahare davacı işverenin genel müdür olan davalının kendisini zarara uğrattığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı, davalının iddiaları kabul etmediği, açtığı alacak davasını akamate uğratmak için davacı şirketin hakkındaki davayı açtığını, zimmetinde kalan paraları ıslak imzaları karşılığında şirket çalışanlarına ödediğini savunduğu, taraflarca hazırlama ilkesi uyarınca davacının iddialarını ispata yarar herhangi bir delil elde edilemediğinden, soyut iddialara itibar edilmeyerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirketin uğradığını ileri sürdüğü maddi zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasındadır.
    İş sözleşmesinin tarafı olan işçi, işi özenle ifa borcu altındadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 396 ncı maddesinde, işçinin yüklendiği işi özenle yapmak zorunda olduğu ifade edilmiş ise de, gösterilmesi gereken özenin derecesi ile ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Kanuna göre; “İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur” (TBK m. 400).
    Somut olayda, davacının davalının Almanyada kurduğu Sanat Teppich firması ile 24.06.2015 ve 01.10.2015 tarihli iki adet iş sözleşmesinin bulunduğu görülmüş olup; sözleşmelerin incelenmesinde:
    -24.06.2015 tarihli ve 13 maddeden oluşan sözleşmenin işveren firma adına, münferiden
    temsil yetkili Genel Müdür olarak davalı tarafından imzalandığı,
    01.10.2015 tarihli ve 14 maddeden oluşan sözleşmenin taraflarının ise davalı ile birlikte sanat halı Avrupa GmbH tek yetkili hak sahibi tarafından temsilen imzalandığı ,
    -Her iki sözleşmede de işçinin genel müdür olarak işe alındığı ,işçinin işveren emrinde göreve başlama tarihinin, 24.06.2015 tarihli sözleşmede 01.08.2015 , 01.10.2015 tarihli sözleşmede ise 01.10.2015 olduğunun belirtildiği,
    24.06.2015 tarihli sözleşmenin “Ödeme” başlıklı 6.Maddesinde,İşçinin aylık brüt 7.500,00.-Euro maaş alacağı, 01.01.2017 Tarihinden sonra maaşının brüt 12.000,00.-Euro'ya çıkacağı ve ayrıca net-yıllık işlem miktarından % 5 oranında satıştan hisse alacağı, diğer ikramiyeler kar payı yada buna benzer yasal hakların bulunmadığının belirtildiği,
    01.10.2015 tarihli sözleşmenin “Ödeme” başlıklı 6.Maddesinde, İşçinin aylık brüt 7.500,00.-Euro maaş alacağı, diğer ikramiyeler kar payı yada buna benzer yasal hakların bulunmadığının belirtildiği, tespit edilmiştir.
    Mahkemece bütün bu tespitlere ve DRF Bağımsız Denetim ve Danışmanlık AŞ tarafından hazırlanan denetim raporuna sırf davacı işveren şirketin adı geçen denetim şirketinin kurucu ortağı ...’ın aynı zamanda davacı şirketin çalışanı olduğu gerekçesiyle itibar edilmemesi hatalıdır. Sanat Teppich yurtdışı firmasıdır. Rapora dayanak belgelerin sunulmadığı ve davalının tahsil yetkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği bilirkişi heyet raporuna istinaden iddianın ispat edilemediği sonucuna varılması da isabetsiz olmuştur.
    Davalının kendi kendisiyle yaptığı sözleşmede 01.01.2017 tarihinden sonra ücretinin 12.000,00 Euro olacağı ve kardan % 5 pay alacağı hususu işveren ortaklarıyla yapılan asıl sözleşmede bulunmamaktadır. Kişi genel müdür dahi olsa kendi kendisiyle sözleşme yapamaz.
    Davalı Mahkemece alınan beyanında; “Ben Almayada iş akdini fesh edip, haklarımı alamayıp dava açtıktan sonra söz konusu dava açılmıştır, şirketin mali direktörü ... üzerinden ve şirket yetkilileri ile görüştük, anlaşma teklif ettiler ben kabul etmedim, Almanyadaki davam devam etmektedir, bana sormuş olduğunuz ilk sözleşme şirket mali müşaviri tarafından benim yurt dışına çıkışımı sağlamak için yapılmış olan bir sözleşmedir, ikinci sözleşme ise aramızdaki gerçek anlaşmaya uygun olan sözleşmedir, zimmetimde kaldığı iddia edilen paralar gayri resmi çalıştırılan işçilere ödenmiştir. Islak imzaları da mevcuttur,” şeklinde beyanda bulunmuş olup Denetim Raporunda belirtilen şirket hesabına geçmesi gerekip de şirket hesabına aktarılmayan paraya ilişkin olarak paranın kendi uhdesinde olduğunu, gayrı resmi çalıştırılan işçilere ödendiğini ileri sürmekle ispat yükü yer değiştirmiş olduğundan ve dosyaya bu yönde bir delil davalı tarafından sunulamadığından davacının maddi tazminat talebinin kabulü yerine davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle reddi isabetsiz olmuştur.
    Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi