Esas No: 2022/3338
Karar No: 2022/4160
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3338 Esas 2022/4160 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3338 E. , 2022/4160 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 26. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili idareye bağlı tüzel kişiliği olmayan ... Tarım İşletmesi Müdürlüğüne tebliğ edilen ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 09/12/2014 gün ve 7190-17/9210-18 sayılı inceleme raporuna konu olan 2013-2014 yıllarını kapsayan hizmet alımı sözleşmesi ve ihale şartnameleri ile kurulan alt işveren- asıl işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı kurumun hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı konusunda ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan tespitin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk hükmün Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı ile kaldırılması üzerine, kaldırma kararı gerekçesi doğrultusunda, mahalinde muvazaa tespiti yönünden keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluna gidilerek talimat mahkemesince alınan 20.03.2019 tarihli raporda yer alan davacı ... ... Tarım İşletmesi Müdürlüğü ile ... Temizlik Yemek İnşaat ve Turizm San. Tic. Ltd. - ... Sosyal Hizmetler Yemek Otomasyon Bilgisayar İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı arasında 2013-2014 yıllarını kapsayan asıl işveren alt işveren ilişkisinde yapılan işin davacı ...'in ana tüzüğünde belirlenen asıl işlerden olması, yapılan işin teknolojik bilgi ve beceriyi gerektirmemesi, kullanılan alet, edevat ve teçhizatın davacı ... tarafından temin edilmesi, aynı işi yapan kadrolu daimi işçilerin olması, taşeronlar vasıtasıyla işçi temininin sağlanması, özellikle de taşeron işçilerin ücretlerinin kadrolu işçilerin ücretlerine nazaran az olması gibi nedenlerden dolayı 4857 sayılı İş Kanunun 2 inci maddesine göre muvazaalı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davacı ile dava dışı şirketler arasında yapılan mal ve hizmet üretimine ilişkin sözleşmenin muvazaalı bir sözleşme olduğu kanaatine varılarak davalı kurum işleminin iptaline yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı kurumun 09.04.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ana statüsünün 4. maddesinde kuruluşun amacının tarım ve tarıma dayalı sanayinin ihtiyacı olan her türlü mal ve hizmetleri üretmek olduğunun belirtildiği, 5. maddede ise faaliyet konuları sayılmış olup, hayvansal ve bitkisel ürünlerinin yetiştirilip üretilmesinin temel faaliyet alanı olarak belirlendiği, iptali istenen teftiş raporunda davacı idare ile ...-... şirketlerinin oluşturduğu adi ortaklık arasında imzalanan işletmenin 2013-2014 yılı hayvan bakım işçiliği hizmet alımının muvazaalı olduğunun belirtildiği, sözleşmede yapılacak işin hayvan bakım besleme sağım vs işçiliği olduğunun anlaşıldığı, söz konusu işin davacı kurumun ana statüsü gereği asıl faaliyet alanına girdiğinin açık olduğu, aynı işin davacı kuruluşun asıl işçileri ile ihale alan firma işçileri tarafından birlikte yapıldığının mahallinde yapılan keşif, dinlenen tanık beyanları ve davacının dilekçelerinden anlaşıldığı, yaptırılan iş yönünden yüklenici işçilerine emir ve talimatların davacı kurum amirleri tarafından verildiği, ihale ile iş alan şirketin araç ve gereçinin bulunmadığı her iki tip işçilerin davacı kurum araçlarını kullandıkları, yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısının bulunmadığı davacı ile dava dışı şirketlerin aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde olduğu, davacının asıl işin bir bölümünü teknolojik nedenlerle bölerek dava dışı şirketlere vermiş olmadığı aksine aynı işin bir kısmını kendi işçileri bir kısmının ihale ile iş verilen şirket işçileri eliyle ve birlikte yürütüldüğünün anlaşıldığını, öte yandan davacının faaliyet alanına ilişkin işlerin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi ana statüsünde genel müdürlüğün amaç ve faaliyetlerini doğrudan kendisi, işletmeleri ve diğer birimleri eliyle yerine getirebileceğinin belirtilmesi karşısında asıl işin bir bölümünün yerine getirilmesi için işçi teminine ilişkin sözleşmenin muvazaalı olduğu sonucuna varılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Ana Statüsü 1. maddesinde Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) adı altında teşkil olunan İktisadi Devlet Teşekkülünün 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde fâaliyette bulunmak üzere kurulduğu, 4. maddesinde; TİGEM'in amacının tarım ve tarıma dayalı sanayiinin ihtiyacı olan her türlü mal ve hizmetleri üretmek olduğu, 5. maddesinde TİGEM'in faaliyet konularının: a) Ülkenin bitkisel ve hayvansal üretimini artırmak, çeşitlendirmek ve ürün kalitesini iyileştirmek amacıyla yetiştirdiği tohumluk, fidan, fide ve benzeri mallar ile ürettiği damızlık hayvan ve spermaları yetiştiricilere intikal ettirir, b) İşletmelerde elde edilecek hayvansal ve bitkisel ürünlerle birlikte, çiftçilerden alacağı ürünleri kıymetlendirmek için tesisler kurar, kurdurur, kurulanlara iştirak eder. c) Bitkisel ve hayvansal üretim, yetiştirme, ıslah konularında araştırmalar yapar, yaptırır ve gerektiğinde diğer ıslah ve araştırma kuruluşları ile işbirliği yapar. d) Ürettiği her türlü ürün ve hizmet konuları ile ilgili olarak çevre çiftçisi ve çiftçi örgütleri ile üretim ve tanıtım amaçlı işbirliğine girer. e) Amaç ve faaliyetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu her türlü mal ve hizmeti yurt içi ve yurt dışından temin eder. f) Yurt içi ve yurt dışındaki kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparak her türlü mal ve hizmeti temin eder, ...” şeklinde düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 29 uncu maddesine istinaden alınan 30/9/2013 tarihli ve 2013/5503 sayılı Kararnamenin eki Karar’ın İhale Yoluyla Hizmet Alımını düzenleyen 12. maddesinde (1) Kamu ihale mevzuatında tanımı yapılan hizmetler, 2014 yılında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu, teşebbüs ana statüsü ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde ihale yoluyla temin edilebileceği düzenlenmiştir. Davacı Kurum ilgili mevzuatında ihale yoluyla hizmet alımı yapabileceği açıkça ifade edilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisi geçerli olarak kurulmuşsa muvazaa denetimi söz konusu olabilir. Alt işverenlik sözleşmeleri bu mevzuata uygun olarak yapılmış ise yani İş Kanununda öngörülen “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş” ve Alt İşverenlik Yönetmeliğinde yer alan "mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş" şartı sınırlandırması burada aranamayacağından bu sözleşmeler geçerli olacaktır.
Kısaca sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir. Bu denetim yapılırken de yalnızca hizmet alım sözleşmeleri ile teknik şartnamelere bakılarak değerlendirme yapılması hatalıdır.
Dosya kapsamına göre, gerek İlk Derece Mahkemesince ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar arasındaki sözleşmelerin hizmet alımı olarak tanımlanamayacağı, işçi teminine yönelik olduğu, davacının asıl işi olduğu, çalışan işçilerin işin icrası sırasında talimatları davacının şeflerinden aldığı öte yandan davacının faaliyet alanına ilişkin işlerin üçüncü kişilere gördürülebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi ana statüsünde genel müdürlüğün amaç ve faaliyetlerini doğrudan kendisi, işletmeleri ve diğer birimleri eliyle yerine getirebileceğinin belirtilmesi karşısında davacı ile dava dışı ortak girişim şirketleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu sonucuna varılmış ise de yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Ana Statüsü'nün 5 inci maddesinin e) bendinde “Amaç ve faaliyetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu her türlü mal ve hizmeti yurt içi ve yurt dışından temin eder.” şeklinde açık düzenleme bulunduğunun göz ardı edildiği, mevzuatın vermiş olduğu yetkiye dayanılarak işin gördürülmesinin işçi teminine yönelik olarak değerlendirilemeyeceği, şirket işçilerinin davacı ...’in faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılması, bir kısım emir ve talimatların davacı yetkililerinden almalarının muvazaa kriteri olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca talimat yoluyla yapılan keşifte davacı kurum insan kaynakları şefi olarak çalışan R.Ö.’nün davacının kadrolu personel sayısının sınırlı olduğunu, alt işveren işçilerinin işe alındığı birim dışında başka iş yapmadığını, kadrolu işçilerin genellikle işlerin yürütülmesi için işin başında durduğunu, kadrolu işçiler ile alt işveren işçilerinin yaptığı işlerin aşağı yukarı benzer olduğunu, alt işverenin bağımsız odasının olup işlerini buradan yürütmekte olduğunu, alt işveren işçilerin emir ve talimatları TİGEM personelinden aldığını beyan ettiği görülmüş olup kurumun kendi şefleri ve denetim görevlilerince işin denetlenmesinin aynı işi yapma olarak değerlendirilemeyeceği bu nedenle ... Tarım İşletmesi Müdürlüğüne tebliğ edilen ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 09/12/2014 gün ve 7190-17/9210-18 sayılı inceleme raporuna konu olan 2013-2014 yıllarını kapsayan davacı idare ile ...-... şirketlerinin oluşturduğu adi ortaklık arasında imzalanan işletmenin 2013-2014 yılı hayvan bakım işçiliği hizmet alımının muvazaalı olduğuna dair tespitinin hatalı olduğu, bu nedenle muvazaa tespitinin iptaline dair davacı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.