Esas No: 2022/1992
Karar No: 2022/4100
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1992 Esas 2022/4100 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı eski işvereninin iş sözleşmesini haksız feshettiği gerekçesiyle işe iade davası açmış ve mahkeme davacının lehine karar vermiştir. Ancak işe iade işlemi yapılmamış, davacıya ödenmeyen fazla çalışma ücretleri ve ulusal bayram/genel tatil ücretleri bulunmaktadır. Davacı işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, bir kısım işçilik alacakları, hafta tatili ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesi için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi bu dava konusunda kısmi kabul kararı vermiş ve davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi bu başvuru sonucunda kararı kısmen değiştirerek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı tarafın temyiz başvurusuna karşı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi davanın yeniden incelenmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. Davacıya ödenmeyen prim alacağına ilişkin belgenin geçersiz olduğunu belirten Daire, davanın yeniden hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 420. Maddesi.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 21. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29/03/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ve davacı asil geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde satış sorumlusu olarak işe başladığını, iş sözleşmesinin işverence 25.11.2010 tarihinde haksız feshedildiğini, davacının işe iade davası açtığını, ancak davalı şirketin davacıyı satış ve pazarlama müdür vekili olarak tekrar işe başlatması nedeniyle anılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının davalı şirketteki çalışmasını 24.09.2009 - 01.08.2012 tarihleri arasında aralıksız sürdürdüğünü, en son aylık net ücretinin 3.500,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin 01.08.2012 tarihinde işverence haksız feshi üzerine Mahkemece davacının işe iadesine karar verdiğini, kararın kesinleşmesi üzerine işe iade başvurusu yapılmasına rağmen davacının işe başlatılmadığını fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının eksik ödendiğini, prim alacaklarının ödenmediğini beyan ederek işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve prim alacağı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını, birleşen davada ise hafta tatili ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 23.09.2009 tarihinde satış sorumlusu olarak göreve başladığını, satış bölümünde yeniden yapılanmaya gidilmesi sebebiyle iş sözleşmesinin 25.11.2010 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte tüm alacaklar ödenmek suretiyle feshedildiğini, davacının işvereni ibra etmesine rağmen işe iade davası açtığını, bu dava devam ederken davacının satış ve perakende müdürü olarak yeniden göreve başladığını, ancak iş sözleşmesinin 01.08.2012 tarihinde organizasyonel değişiklikler çerçevesinde yeni planlanan organizasyon içinde davacının yürütmekte olduğu göreve ihtiyaç kalmaması sebebiyle feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödendiğini, işyerinde yaz aylarında 10:00-19:00 ve kış aylarında 09:00-18:00 saatleri arasında çalışıldığını, hafta sonu çalışmasının bir saat geç başladığını, haftalık çalışmanın 45 saati geçmeyecek şekilde düzenlendiğini, davacının ücretine düzenli olarak zam yapıldığını ve yapmış olduğu satışlara göre hak kazandığı prim alacaklarının ödendiğini beyan ederek davanın ve birleşen davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulüne dair davanın esası hakkında yeniden verilen karar, davalı vekilininin başvurusu üzerine yapılan temyiz incelemesi sonrası Dairemizin 16.02.2021 tarihli ilamı ile bozulmuş olup Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay'ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dairemizin 16.02.2021 tarihli ilamının (1) numaralı bendinde bozma konusu yapılan dava konusu prim alacağına ilişkin olarak dosya kapsamında bulunan 18.07.2012 tarihli dilekçede davacının anılan tarihe kadar kendisine ödenen prim miktarını kabul ettiği ve bu yazı ile işvereni ibra ettiği gerekçesi ile prim alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 nci maddesinde sayılan unsurları taşımayan 18.07.2012 tarihli belgenin geçersiz olduğu ve Dairemizce bu belgenin dikkate alınmasına yönelik bozma gerekçesinin maddi hataya dayandığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca dava konusu prim alacağı kabul edilerek karar verilmeli ve oluşacak sonuca göre davacının geniş anlamda ücreti de yeniden belirlenmek suretiyle tüm alacaklar yeniden hesaplanmalıdır. Bölge Adliye Mahkemesince, bozma kararının (1) numaralı bendinde belirtilen maddi hataya dayalı bozma nedenine uyularak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.