Esas No: 2022/2747
Karar No: 2022/3868
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2747 Esas 2022/3868 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/2747 E. , 2022/3868 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, 24.06.2006 tarihinden, 04.09.2012 tarihine kadar “bellboy” olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren vekilince haksız nedenle feshedildiğini, davalının, tazminat ödememek için iftira attığını, en son ücretinin 1.354,93 TL olduğunu, buna ek olarak her ay 1.200,00 TL-1.500,00 TL arası değişen miktarda bahşiş ödemesi aldığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Karşı davada ise; davacının işe giriş tarihi itibariyle 8 haftalık ihbar öneline tabi olduğunu, işveren tarafından ihtarnameyle işe davet edilmesine rağmen işe gelmediğini, davacının İş Kanunu'nun 17.maddesindeki ihbar önellerine uymadığını iddia ederek, ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/7562 esas, 2019/17935 karar sayılı ilamıyla “(…)Dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle davalı tanık beyanlardaki açıklamalardan; otel olan davalı işyerinde bellboy’ların şefi olarak çalışan davacı işçinin fesih öncesinde, altında çalışan bellboy’lar tarafından davalı işveren yetkilisine sözlü ve yazılı olarak şikâyet edildiği, şikâyetlerin ağırlıklı olarak müşteriler tarafından verilen bahşişlerin adil dağıtılmadığına ilişkin olduğu, davacının bizzat aldığı bahşişleri diğerleri gibi bahşiş kutusuna koyması gerekirken koymayıp kendisinde tuttuğu, ayrıca herkese eşit dağıtılması gereken bahşişleri eşit dağıtmadığı hususlarına ilişkin olduğu, son olarak otelden havaalanına transfer edilecek bir yolcu için davacının daha önceden otelden yüz kızartıcı bir suçlamayla işten çıkartılmış şahsa ait özel aracı ayarladığı, bunun karşılığında komisyon aldığı duyumu üzerine işveren yetkilisinin dört bellboy ve bunların şefi olan davacıyı toplantıya, bir anlamda da yüzleşmeye davet ettiği, toplantı esnasında bellboy’ların teker teker söz alıp yukarıda izah olunan suçlamaları davacının yüzüne karşı tekrar ettikleri, davacının genel olarak iddiaları kabul etmediği, havaalanına transfer olacak yolcu için daha önce otelden ayrılan arkadaşına ait özel aracı ayarladığını kabul ettiği, ancak karşılığında komisyon aldığı iddiasını ise reddettiği, gelişen durum karşısında işveren vekilinin davacıdan yazılı savunma talep etmesi üzerine davacının toplantıyı terk edip bilahare de işyerinden ayrıldığı, sonraki iş günlerinde işe gelmediği, davalı işverenin devamsızlık tutanakları düzenleyerek davacı işçinin iş akdini devamsızlık sebebi ile feshettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan fesih şekline göre, davalı işveren fesihte haklı olduğundan, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davadaki kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın reddine, fazla mesai ücreti, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil, asgari geçim indirimi, yıllık izin, kötü niyet tazminatı talepleri hakkında bozma konusu yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşverenin ihbar tazminatı hakkı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
Dairemizin bozma ilamı ile otel olan davalı işyerinde bellboy’ların şefi olarak çalışan davacı işçinin fesih öncesinde, altında çalışan bellboy’lar tarafından davalı işveren yetkilisine sözlü ve yazılı olarak şikâyet edildiği, şikâyetlerin ağırlıklı olarak müşteriler tarafından verilen bahşişlerin adil dağıtılmadığına ilişkin olduğu, davacının bizzat aldığı bahşişleri diğerleri gibi bahşiş kutusuna koyması gerekirken koymayıp kendisinde tuttuğu, ayrıca herkese eşit dağıtılması gereken bahşişleri eşit dağıtmadığı hususlarına ilişkin olduğu, son olarak otelden havaalanına transfer edilecek bir yolcu için davacının daha önceden otelden yüz kızartıcı bir suçlamayla işten çıkartılmış şahsa ait özel aracı ayarladığı, bunun karşılığında komisyon aldığı duyumu üzerine işveren yetkilisinin dört bellboy ve bunların şefi olan davacıyı toplantıya, bir anlamda da yüzleşmeye davet ettiği, toplantı esnasında bellboy’ların teker teker söz alıp yukarıda izah olunan suçlamaları davacının yüzüne karşı tekrar ettikleri, davacının genel olarak iddiaları kabul etmediği, havaalanına transfer olacak yolcu için daha önce otelden ayrılan arkadaşına ait özel aracı ayarladığını kabul ettiği, ancak karşılığında komisyon aldığı iddiasını ise reddettiği, gelişen durum karşısında işveren vekilinin davacıdan yazılı savunma talep etmesi üzerine davacının toplantıyı terk edip bilahare de işyerinden ayrıldığı, sonraki iş günlerinde işe gelmediği, davalı işverenin devamsızlık tutanakları düzenleyerek davacı işçinin iş akdini devamsızlık sebebi ile feshettiği, anılan fesih şekline göre, davalı işverenin fesihte haklı olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin gerekeceği öngörülmüştür. Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle davalı işverenin feshinin haklı olduğu kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine, davalının ihbar tazminatı talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece asıl dava ve karşı davada verilen hüküm birbiriyle çelişki yaratmıştır. Şöyle ki, ihbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. madde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Somut uyuşmazlıkta; davacı-karşı davalı işçinin iş sözleşmesinin, devamsızlık nedeniyle haklı sebeple işveren tarafından feshinin kabulüyle kıdem ve ihbar tazminatlarının reddedilmesi yerindedir. Ancak işverenin iş sözleşmesinin devamsızlık sonucu kendileri tarafından haklı nedenle feshedildiği savunmasına rağmen ihbar tazminatına ilişkin karşı davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında bozmadan sonra, bozma konusu yapılmasa da bütün alacaklar (talepler) hakkında yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10/10/2012 tarihli ve 2012/9-851 esas, 2012/705 karar sayılı kararında özetle, Yargıtay bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda verilecek kararlarda, bozma konusu yapılmasa da her bir taleple ilgili olarak yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozmadan sonra verilecek kararda bozma kapsamı dışında kalsın ya da kalmasın her bir taleple ilgili olarak yeniden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkeme tarafından bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, Yargıtay tarafından bozma konusu yapılmayan alacaklar yönünden “Fazla mesai ücreti, hafta tatili, UBGT, AGİ, yıllık izin, kötü niyet tazminatı talepleri bozma konusu yapılmadığından, bu talepler konusunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” şeklinde karar verilmesi, yukarıda özetlenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararına, Dairemiz yerleşik kararlarına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırıdır.
Mahkeme tarafından bozmadan sonra verilecek kararda bozma kapsamı dışında kalsın ya da kalmasın her bir taleple ilgili olarak yeniden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun şekilde yeniden hüküm kurulması için Mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.