Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/20637
Karar No: 2013/23881

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/20637 Esas 2013/23881 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/20637 E.  ,  2013/23881 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılardan ...Sigorta A.Ş., Ankara Anonim Sigorta A.Ş., ... Anonim Türk Sigorta A.Ş. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Davalılardan ... Anonim Türk Sigorta A.Ş. avukatı tarafından, duruşma talebinde bulunulmuş ise de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dava, 23.10.2008 tarihli trafik-iş kazası sonucunvefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir ve meydana gelen kazada yaralanan diğer sigortalılara yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi giderleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 5510 sayılı Yasa"nın 21/4. maddesi uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    2-Eldeki davada ..."na HMK’nun 61’inci maddesi gereğince davanın ihbar edildiği, ... tarafından HMK’nun 66 vd. maddeleri gereğince davaya fer’i müdahale talebinde bulunarak katılmadığı halde maddi hata ile davaya dâhil edilmiş kabul edilerek davaya devam edilmesi ve bu kapsamda savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde gerekçeli kararda da davalı olarak ..."na yer verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
    3–5510 sayılı Yasa"nın 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı
    tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir.
    Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
    İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, kusur karşılığından oluşmaktadır.
    Hal böyle olunca, ilk peşin değerli gelirlerin, davalıların bağlanan gelir yönünden sorumluluğunun, gelirin ilk peşin değerinin yarısının kusur karşılığı ile sınırlı olduğu gözetilmeksizin hak sahipleri bakımından ayrı ayrı maddi zarar tavan hesabı yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    4-Diğer taraftan, tarafları ve konusu farklı olan sigortalının açtığı tazminat dosyasında verilen karar, rücuan tazminat davalarında kesin hüküm teşkil etmez. Ancak burada verilen karar kesinleşmiş ise güçlü delil teşkil edebilir. Nitekim bu husus, Yargıtay"ın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Eldeki davada Mahkemece aldırılan kusur raporunda kazaya sebebiyet veren şöförler ...’ın %70; ...’ın %30 kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu rapor esas alınmış ise de, sigortalının vefatından sonra hak sahipleri tarafından tazminat davası açıldığı ve burada alınan kusur raporunda ise ...’ın %80, ...’ın %20 kusurlu olduğu belirlenmekle, mahkemece tazminat dosyasında verilen kararın kesinleşmesi halinde güçlü delil sayılacağı hususu da dikkate alınarak tazminat dosyası celp edildikten sonra, kusur raporları arasındaki belirgin çelişki, mahkemece kazanın meydana geldiği iş kolunda uzman bilirkişi kurulundan oluşa uygun bir kusur raporu alındıktan sonra ve gerekirse olaya ilişkin tanıkların da ayrıntılı beyanları alınmak suretiyle giderildikten sonra bir karar verilmelidir.
    5-Eldeki davada, Kurumca müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline yönelik talep yanında, ayrı ayrı talepte de bulunulduğu fakat hangi davalıdan müştereken ve müteselsilen veya ayrı ayrı ne kadar tutarın istenildiği anlaşılamamakta olduğundan, davacı Kurumun talebi açıklattırılarak hangi davalıdan yasal dayanakları da belirtilerek ne kadar miktarın talep edildiği ayrı ayrı belirlenmeli ve sonucuna göre aldırılacak hesap raporu sonrasında karar verilmelidir.
    6-Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle
    üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
    6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de yine, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
    Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketlerinin ve ..."nın, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
    Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanlar bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım için sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
    Sigorta şirketinin hak sahiplerine ödeme iddiasına ilişkin olarak ise; tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
    Diğer yandan, sigorta şirketleri ve ... yönünden faiz başlangıcı (temerrüt) tarihinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler eklenerek 2918 sayılı Kanunun 98, 99 ve 108.
    maddeleri ile 03.05.1997 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliği"nin 12, 13 ve 14. maddelerinde yazılı şekilde şirkete başvurulduğu halde 8 iş günü içerisinde ödeme yapılmamışsa 8 iş günlük sürenin sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hiç başvurulmamış ya da gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulmuş ise sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda faiz başlangıcının, şirkete karşı girişilen icra takip tarihi, ya da, takibe girişilmeden dava açılmışsa, dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.
    7- Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesinde ölüm, daimi sakatlık ve tedavi giderleri teminat altına alınmış olup; kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 25.03.2004 tarihli Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına İlişkin Düzenleme"nin A.3,3’üncü maddesindeki “Tedavi giderlerinin başka sigorta sözleşmeleri ile teminat altına alınmış olması durumunda, söz konusu giderler öncelikle bu sigortadan karşılanır” hükmü uyarınca öncelikle koltuk sigortasına gidilmesi ve bu kapsamda ... Anonim Türk Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerekir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    O hâlde, davalılar sigorta şirketi vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı şirketlere iadesine, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi