Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12211
Karar No: 2018/2249
Karar Tarihi: 13.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12211 Esas 2018/2249 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/12211 E.  ,  2018/2249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; davacının davalı işyerinde geçen ve Kurum tarafından iptal edilen hizmetinin tespiti ve buna aykırı Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgu...un varlığı özel bir duyarlılıkla belirlenmelidir.
    Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 09.02.1995 doğumlu olduğu, davacıya ait hizmet cetvelinde 22.4.2008- 30.6.2008 tarihleri arası, 2008/4. ayda 2 gün, 2008/5. ayda 4 gün, 2008/6. ayda 15 gün davacı adına davalıya ait 1055221.35 sicil numaralı büro işyerinden 506 sayılı Yasa kapsamında hizmetlerinin Kurum’a bildirildiği, Kurumun 11.01.2011 tarihli GY 2011/12 sayılı raporu ile 1055221.35 sicil sayılı dosyada işlem gören ...nin işvereni olduğu Mali Müşavirlik Bürosu işyerinden 2008/04 döneminde toplam 10 kişinin (bu meyanda davacı ..."in) 22.04.2008 tarihinden itibaren bu işyerindeki sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayanmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla Kurumca, davacı ..." in 22.04.2008 tarihli sigortalı tescil işlemi ile 2008/4-5-6.aylardaki sigortalı bildirimlerinin re’sen iptal edildiği, davalı işyerinin 15.05.1995 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa kapsamında olduğu, şirkete ait muhtasar beyannamelere göre; 2008/Nisan-Mayıs-Haziran döneminde 12 işçi çalıştırıldığı, dönem bordrolarının gönderildiği, emsal dosyada alınan Mali Müşavir ... tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; dönem bordrolarının incelenmesinde 2007 yılı tüm 2008 yılı 1. dönem dahil çalışan sayısının 2-3 arası olduğu, 2008/2. dönemde 12 olup 2008/3. dönem ve 2009 yılının tümünde sigortalı sayısı 2-3 arasında olduğunun bildirildiği, davalı şirketile ilgili vergi dairesi tarafından gönderilen 2007-2008-2009 yıllarına ait tahakkuk dökümünün incelenmesinde; vergi matrahında ( İş hasılatında) bir önceki dönem olan 2007/4-5-6. aylara göre 2008/4. ayda % 60.27, 2008/5. ayda % 80.52, 2008/6. ayda ise % 9.76 lık bir azalma meydana geldiğinin belirtildiği, 2007 yılı 103 bin, 2008 yılı 180 bin, 2009 yılı 128 bin toplam KDV (hasılat) matrahı olduğu, davalı şirketten temin edilen müşteri sayısının ise 2006 da 26, 2007 de 27, 2008 de 25, dava dışı ... Aş için ise 2006 da 117, 2007 de 118, 2008 de 124 olduğu, davacı tanıklarının aynı zamanda bordro tanığı olup çalışmayı doğruladıkları anlaşılmıştır.
    Somut olayda; davalı işyeri muhasebe bürosu olup yaş itibariyle 13-17 yaş arasında davacı dahil birden fazla yaşı küçük işçinin sigortalı gösterildiği Dairemize intikal eden diğer dosyalardan ve müfettiş raporundan anlaşılmaktadır. Davalı şirkete ait muhasebe bürosu işyerinin vergi kayıtları ve müşteri portföyünden müşteri potansiyelinin artmadığı, işyeri muhasebe bürosu olup muhasebe işlerinde davacının bildirimi yapılan sürelerde genel itibariyle bir iş yoğunluğunun olmadığı, kaldı ki iş yoğunluğunun artmasının getir- götür işlerinde aşırı bir yoğunluk oluşturmayacağı, dönem bordrolarının incelenmesinden davacının bildirimi yapılan 2008 yılı 4-5-6. aylar öncesi ve sonrasında davalı işyerinden 2 ila 3 kişi arasında bildirim yapıldığı, bu veriler ışığında 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce eski mevzuata tabi olma bakımından sigortalılık başlangıcı amacı ile davacının bildiriminin yapıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davacının temyizinin bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına, 13.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi