3. Hukuk Dairesi 2017/17045 E. , 2019/1895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... Mahallesinde kain olan ve tapunun 22 ada,334 parsel numarasında kayıtlı taşınmazda hissesi bulunan davalı Belediyenin payını 16.07.2009 tarih ve 180 sayılı Belediye Encümen kararı ile satışına karar verildiğini, davalı belediyeye kendisine satılan bu hisse için 25.08.2009 tarihinde 34.000.00 TL kısmi ödeme yaptığını, ancak söz konusu satışa konu hissenin kendisine devrinin gerçekleşmediğini, 27.02.2014 tarihli dilekçe ile davalıdan, ödediği bu bedeli yasal faiziyle birlikte geri istediğini ancak 01.08.2014 tarih ve 3663 sayılı yazı ve 10.07.2014 tarih ve 131 sayılı encümen kararına göre talep edilen 34.000.00, TL"nin zaman aşımı nedeniyle ödenmeyeceğini bildirdiğini, bu durumun davalı belediyenin sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu, ödemiş olduğu 34.000.00 TL"nin 25.08.2009 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tarafların 1065m2 belediyeye ait araziyi m2si 151TL den satışı karşılığında anlaştığıklarını, davacı tarafından 25.08.2009 tarhinde taşınmaz için 34.000TL ödendiğini, ancak davacının 22 ada 334 parseldeki 400 m2 için 4 daire karşılığında Temiz İş Kooperatifi ile anlaştığını, ancak kooperatin 5 daire vermesi karşılığında belediyeye ait olan 22 ada 334 parseldeki 1065 m2sinin kooperatife devredileceğini ve belediyeye ödenmiş olan 34.000TL nin talep edilmeyeceğini bu hususu ispat etmek için tanık dinletilebileceğini, taşınmaza ilişkin parselasyon işlemi yapıldığını ve 22 ada 487 parsel olarak değiştiğini, 21.09.2010 ve 22.02.2010 tarihli dilekçeler ile davacının taşınmazdaki hakkından kooperatife verilmesine muvafakat ettiğine ilişkin dilekçe verdiğini, 22.02.2010 tarihinden itibaren geri isteme hakkının başladığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi dilemiştir.
Mahkemece; Belediye"ye ait hisseyi almak için parasının yetmediğini ve satışına muvafakat ettiğini bildirdiği andan 22.02.2010 tarihinden itibaren geri isteme hakkının olacağını, davanın bu tarihten itibaren 2 yıl içerisinde açılmadığını, bu sebeple alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar vermiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava; harici taşınmaz satışı nedeniyle ödenen kısmi bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK"nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Bu nedenle de, dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle BK. 125. maddesi (6098 sayılı BK."nun 146. maddesi) gereğince 10 yıldır. Zamanaşımı süresi borcun muaccel olduğu ya da, ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.
Somut olayda, dava konusu taşınmaza ilişkin satışa onay"ın 16.07.2009 tarihli encümen kararı ile gerçekleştiği, davacının 25.08.2009 tarihinde dava konusu taşınmaza ilişkin bedeli ödediği, davanın ise 19.08.2014 tarihinde açıldığı görülmektedir. Harici satışın gerçekleşmesine onayın verildiği tarihten dava tarihi olan 19.08.2014 tarihine kadar geçen sürede 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamış olduğundan davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.