3. Hukuk Dairesi 2017/14842 E. , 2019/1897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının ... Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görevli iken Bakanlık Makamının 10/02/2004 tarihli oluru ile işine son verildiğini, 07/02/2002 ve 25/09/2003 tarihleri arasında peşin maaş ödemelerinden 8.550,55TL borcu bulunduğunu, ilgilinin çeşitli tarihlerde 1000TL, 650TL, ve 1000TL olmak üzere toplam 2.650,00TL lik kısmının ödediğini ancak 5.900,55TL borcu kaldığının 03/04/2009 tarihli yazı ile müdürlüklerine bildirildiğini, alacağın tahsili için dava açmak zorunda kaldıklarını izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 5.900,00TL hazine alacağının 07/02/2002 ve 25/09/2003 arasındaki ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 24/11/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 13.808,95TL"ye çıkartmıştır.
Davalıya dava dilekçesi 07/12/2009 tarihinde tebliğ olmuş davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamış ancak 30/11/2010 tarihli beyan dilekçesinde; ... Emniyet Müdürlüğü kadrosunda pol-mem olarak görevli iken işine son verildiğini, İdare Mahkemesi kararı ile görevine iade olduğu tarihte tarafına ödenen 8.550,55TL borcunu 07/08/2008 tarihinde ödemeye başladığını, çeşitli tarihlerde 4.650,55TL sini ödediğini, tarafına dava açıldıktan sonra da 1.900,00TL ödeyerek toplam 6.550,55TL ödemiş olduğunu ve buna ilişkin dekontları sunduğunu, ödediği dekontların dikkate alınmadan dava açıldığını izah edilen nedenlerle davanın reddini dilemiştir.
Dava yersiz ödenen maaşların iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece; davanın ıslah edilmiş tutar olan 13.808,95TL üzerinden ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dosya kapsamında, davalı tarafından borca ilişkin olarak, dava açılmadan önce ve dava açıldıktan sonra ödemeler yapıldığı anlaşılmasına rağmen, hükümde davalının yaptığı ödemeler mahsup edilmeksizin karar verilmiştir. Mahkemece yapılacak iş, dosyaya sunulan ödeme belgeleri incelenmek sureti ile davalının borca ilişkin yaptığı ödemelerin tespit edilerek bu miktar yönünden davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, kalan miktar yönünden ise kabul kararı vermektir.
3- Uygulamada, sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun para ile ifa edileceği durumlarda faizin hangi tarihte işlemeye başlayacağı sorunu ile karşılaşılır. TBK 117. maddesi uyarınca (BK 101. Madde) muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. O halde, iade borcu para borcu şeklindeyse iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir. Zenginleşen, kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir (HGK.6.2.2008gün ve 2008/3-40-102 s.).
Somut olayda; dava tarihi ve ıslahla davaya dahil edilen tutar açısından ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş, faiz yönünden temerrüt tarihi araştırılmamış, ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple mahkemece yapılması gereken dava edilen tutar açısından davalının temerrüde düşürüldüğü tarih araştırılarak temerrüde düşmüş ise o tarihten aksi tarihte dava tarihinden, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden faiz yürütmektir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.