Esas No: 2021/6267
Karar No: 2022/2139
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6267 Esas 2022/2139 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/6267 E. , 2022/2139 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı ..., temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2- Kısıtlı ... vasisi davacı ...; kısıtlı ...'ün Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.10.2005 tarih ve 2005/347 Esas, 2005/1230 Karar sayılı kararı ile kısıtlanarak annesi ...'ün velayeti altına bırakıldığını, sonrasında itiraz üzerine, Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.06.2012 tarih ve 2005/347 Esas, 2005/1230 Karar sayılı kararı ile ...'ün velayetinin kaldırılarak ...'ün vasi olarak atanmasına karar verildiğini, davalı eski velinin velayeti altında olduğu dönemde kötü niyetli ve tedbirsiz yönetimi ile kısıtlı ...'ün uğradığı zararların tutarının tespiti ile maddi zararının tazminini TMK 438. maddesine dayalı olarak istediğini, yine maliye hazinesinin de TMK 468. maddesi gereğince sorumlu olduğundan bahisle zararın davalılardan tazminini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada davalı ... Hazinesine karşı açılan dava tefrik edilerek Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/549 Esas sayılı dosyasına kaydolunmuştur. Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.12.2014 tarih ve 2014/549 Esas - 2014/479 sayılı görevsizlik kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 01.07.2015 tarihli ilamıyla görevsizlik kararı bozulmuş ilamda; ilk derece mahkemesinin görevli olduğu, eski veli ile ... yönünden tefrik kararı verilmesinin de doğru olmadığı hususu belirtilmiştir. Bozma kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılamada dosya 2015/457 Esas sayısı almıştır.
Diğer taraftan Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/457 esas sayılı asıl davada mahkemece verilen görevsizlik kararı, temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.11.2017 tarihli bozma ilamında; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğundan verilen karar doğru bulunmamıştır. Bozma kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılamada dava dosyası 2018/93 Esas sayısı almış olup; davalı ...'e karşı açılan dava dosyası ile maliye hazinesine karşı açılan dava dosyası, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, davanın konusunun ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle 2015/457 Esas sayılı dosya üzerinden 28.03.2018 tarihli kararla birleştirilmiştir.
Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/457 Esas sayılı dosyasında, birleşen dosyada davalı eski veli ... ve davalı ... hakkında yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının talep arttırma istemi ile birlikte kabulüne ve tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalılarca temyiz edilmiştir.
Somut olayda ergin çocuk Türk Medeni Kanununun 405/1 maddesinde yer alan sebeple kısıtlanmış, vesayet altına değil, annesinin velayeti altında bırakılmıştır (TMK.m.335/2, 419/3). Bu durumda, uyuşmazlık ile ilgili olarak vesayete ilişkin hükümler değil velâyete ilişkin hükümler uygulanır. Velayete ilişkin hükümlerde de, vesayette olduğu gibi görev süresi söz konusu değildir. Veli, kısıtlı üzerindeki vesayeti gerektiren sebep ortadan kalkmadıkça veya bu görev kendisinden alınmadıkça, velayet görev ve sorumluluğunu ifa ile yükümlüdür. Öte yandan, velayet çerçevesinde veli, kısıtlı ergin çocuğun "yasal temsilcisi" olup, onu temsile kanundan dolayı yetkilidir. Veli, velâyet devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdür; kural olarak hesap ve güvence vermez (TMK m. 352/1). Bu nedenle kural olarak, velinin, velâyeti altındaki çocuğa ait taşınmazı satarak başkaca yatırımlara dönüştürmesi için hâkimden izin almasına da ihtiyacı yoktur. Veli, kusuru sebebiyle velâyeti kaldırılmadıkça çocuğun mallarını kullanma hakkına da sahiptir (TMK m. 354/1). Diğer yandan, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. Ana ve baba yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı halinde, hakimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler (TMK m. 327). Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK m. 328). Olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hâkim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir (TMK m. 356). Bu durumda, uyuşmazlık velâyete ilişkin olduğundan, Maliye Hazinesine karşı husumet yöneltilmesi ve mahkemece davalı Hazine aleyhine açılan davanın, davada uygulanma yeri olmayan TMK 468. madde gerekçe gösterilerek kabulü doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
3- Yukarıda 2. maddede izah edildiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 327/2 ve 356. maddesindeki koşulların oluşması dışında TMK m. 360 ve 361 maddelerindeki hükümler saklı kalmak koşuluyla, veli, hâkimden izin almaksızın taşınır olsun taşınmaz olsun çocuk mallarını yönetecek ve bununla yükümlü olacaktır. Bununla birlikte, veli TMK m. 363/1-2 ve 3. fıkraları gereği, çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludur. Mahkemece TMK 467. maddesi uyarınca yargılama yapılmış ve buna dayalı olarak hüküm verilmiş olması hatalı, olmuştur. O halde, velayet altındaki kısıtlı ergin çocuğun mallarının yönetiminde TMK 335 ve devamındaki maddeler ile 352 madde ve devamındaki maddelerin somut olaya uyan hükümleri uygulanarak bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.03.2022 (Pzt.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.