Esas No: 2022/1985
Karar No: 2022/3372
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1985 Esas 2022/3372 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı uluslararası tır şoförü olarak çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek fark kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık izin ücretleri ile eksik ödenen maaş ve harcırah alacaklarını davalıdan talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ancak davalının temyizi üzerine Yargıtay kararı bozmuştur. Bozma gerekçeleri arasında kıdem tazminatı ve genel tatil ücretine hükmedilmesi, harcırah alacağının reddedilmesi ve damga vergisi oranının yanlış hesaplanması yer almaktadır. Ayrıca, belirsiz alacak davası türünde açılan dava için Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107/2 maddesi dikkate alınarak ek dava açılmasının mümkün olmadığına ve derdestlik dava şartı sebebiyle birleşen ek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Kanun maddeleri olarak ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107/2 maddesi, belirsiz alacak davası ve usuli kazanılmış hak kavramı yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin 18/04/2009-31/01/2012 tarihleri arasında çalıştığını, uluslar arası tır şoförü olduğunu, son ücretinin asgari ücret + sefer primi olduğunu, ayda 2-3 sefer yaptığını, sefer başına Avrupa ülkeleri için 550 Euro, İngiltere için 650 Euro harcırah aldığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek; fark kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık izin ücretleri ile eksik ödenen maaş ve harcırah alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davacının harcırahının düşürüldüğü iddiasını kabul etmediklerini, davacının Avrupa ülkelerine yapılan seferler için sefer başına 550,00 Euro, İngiltere’ye yapılan seferler için de 650,00 Euro harcırah alındığını iddia ettiğini, 2008 yılının ortalarına kadar sefer harcırahlarının bu meblağ olduğunu, ancak 2008 yılının ortasından itibaren Türkiye’den, Almanya/Fransa gibi ülkelere yapılan seferler için 450,00 Euro, İngiltere/İspanya gibi ülkelere yapılan seferler için ise 500,00 Euro harcırah ödendiğini, bu harcırah miktarının eski çalışanlar için uygulandığını, 2008 yılı ortasından sonra işe girenlere de aynen uygulandığını, davacının 2009 yılı Nisan ayında işe girdiğini, hiçbir zaman 550-650 Euro sefer primi/harcırah almadığını, davacının fazla mesai ve hafta tatili ücretleri ile sair ücret alacaklarının da bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyizi üzerine karar, Dairemizce özetle ve sonuç olarak; harcırah alacağı talebinin reddinin hatalı olduğu ve damga vergisi oranının %7,59 yerine hatalı olarak %0,66 olarak dikkate alınması gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Gerekçeli karar başlığına dava tarihi olarak 08.05.2012 tarihi yerine, 11.02.2013 tarihinin yazılması mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğundan, bozma sebebi yapılmamıştır.
2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda, bozmadan önce kıdem tazminatının reddine karar verilmesine rağmen bozmaya konu olmayan kıdem tazminatının, bozma sonrası kurulan hükümde kabulüne karar verilerek bozma ilamı ile davalı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hak dikkate alınmamıştır. Aynı şekilde bozmaya konu olmayan genel tatil ücreti talebinde de, bozma sonrası kurulan hükümde anlaşılamayan bir şekilde 1.738,22 TL genel tatil ücretine hükmedilerek, usüli kazanılmış haklara riayet edilmeden sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-Kök ve ek raporlarda hesaplama yapılırken damga vergisi oranının binde 7,59 olarak esas alınmaması bozma sebebi yapılmış ise de; hüküm altına alınan alacak kalemlerinde bu bozma gereğinin yerine getirilmemesi isabetsizdir.
5-Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 2. fıkrası ile "karşı tarafın verdiği bilgi ve tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir." hükmü getirilmiştir.
7251 sayılı Kanunla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında 107. maddenin 2. fıkrası “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler Dairemizce şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.
Belirsiz alacak davası açan davacı, talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırabilir. Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.
Somut uyuşmazlıkta; dava belirsiz alacak davası türünde açılmış olup, bozma öncesi reddedilen harcırah alacağının bozma sonrası hesaplanması üzerine davacı vekili tarafından 16.04.2021 tarihinde harcırah alacağı için ek dava açılmış ve ek davanın asıl dava ile birleştirilmesine karar verilerek ek davada istenen miktarların da hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı dikkate alınarak birleşen ek davanın derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi uyarınca davacı vekiline talep artırımı dilekçesi sunması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.