
Esas No: 2017/21965
Karar No: 2019/12021
Karar Tarihi: 29.05.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/21965 Esas 2019/12021 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 03.03.1991 – 29.07.2013 tarihleri arasında pompa operatörü olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle iş sözleşmesine son verdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre, davacı davalı işyerinde 03.03.1991 – 29.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01.05.1992-15.05.2000 tarihleri arasında 8 yıl 15 gün ve 18.08.2000-29.07.2013 tarihleri arasında 12 yıl 11 ay 11 gün olmak üzere toplam 20 yıl 11 ay 26 gün davalı işyerinde çalıştığı kabul edilmiş, Mahkemece sözkonusu hizmet süresine göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak varılan sonuç eksik araştırmaya dayalıdır.
Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında, 01.05.1992-20.09.1995 tarihleri arasındaki dönemde ... A.Ş."ine ilişkin kayıt bulunmakta olup, 20.09.1995-01.07.1996 tarihleri arasındaki dönemde ise çalışma bildirilmediği görülmektedir.
01.05.1992-20.09.1995 tarihleri arasındaki dönemde kaydı bulunan ... A.Ş. ile davalı ...Beton San. ve Tic. A.Ş. arasında ne tür bir bağlantı olduğu ve 20.09.1995-01.07.1996 tarihleri arasındaki dönemde ise davacının çalışmasının bulunup bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda davacının sigorta hizmet cetvelinde kayıtlı, 01.05.1992-20.09.1995 tarihleri arasındaki dönemde işveren olarak gözüken işyeri ile davalı ...Beton San. ve Tic. A.Ş. arasında hizmet alım ilişkisi olup olmadığı, 20.09.1995-01.07.1996 tarihleri arasındaki dönemde ise davacının davalı işyerinde çalışmasının bulunup bulunmadığı araştırılarak ve gerekirse taraf tanıklar yeniden dinlenerek davacının hizmet süresi kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
3-Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, somut olayda, dava kısmi alacak davası olarak açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Davacı vekili bilirkişi raporu sonrası 23.11.2015 tarihli dilekçe ile miktar bakımından davasını ıslah etmiştir. Davalı taraf süresi içinde 03.12.2015 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı alacaklarının miktarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def"i değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def"i değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacının fazla çalışma ücreti alacağı yönünden ise, mahkemece tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmış ise de; bir kısım ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku yapıldığı anlaşılmış olup, imzasız ücret bordrolarında tahakkuk olup da banka kayıtları ile uyumlu olan ödemelerin mahsup edilerek fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
5-Kabule göre de, davacının 01.05.1992-15.05.2000 tarihleri arasında 8 yıl 15 gün ve 18.08.2000-29.07.2013 tarihleri arasında 12 yıl 11 ay 11 gün olmak üzere toplam 20 yıl 11 ay 26 gün çalışma süresine göre 20 gün izin kullandığı kabul edilerek 368 gün üzerinden hesaplanan yıllık izin ücreti alacağından 07.06.2013 tarihinde ödenen net 980,00 TL mahsup edilerek yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise de, davacının uzun yıllar boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 20 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.