Esas No: 2022/1231
Karar No: 2022/1884
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1231 Esas 2022/1884 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Doğanşehir Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nde görülen karşılıklı boşanma davasının temyiz duruşmasında mahkeme hükmü, erkeğin kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, vekalet ücretleri ile kadının kabul edilen ziynet alacağı davası ve kadının tazminatlar, yoksulluk nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edildi. Mahkemenin ilk kararında kadın lehine hükmedilen maktu vekalet ücretine yönelik erkeğin temyiz itirazları reddedilerek onanmış ve kesinleşmiştir. Boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilecek yerde, yeniden boşanma ve ziynet hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olduğu belirtilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda gösterilen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi (hakkaniyet ilkesi) ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri (tazminat hükümleri) olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Doğanşehir Asliye(Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, aleyhine hükmedilen vekâlet ücretleri ile kadının kabul edilen ziynet alacağı davası; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminatlar, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına ve özellikle mahkemenin ilk kararında kadının kabul edilen davası için kadın lehine hükmedilen maktu vekâlet ücretine yönelik erkeğin temyiz itirazlarının Dairemizin 2016/23637 Esas ve 2018/10452 Karar ilamı ile reddedilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin ve mahkemenin işbu temyiz ilamına konu kararında kadın lehine takdir edilen maktu vekâlet ücretinin erkeğin reddedilen davasına karşılık olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesinin 2016/140 Karar sayılı ilk kararı ile erkeğin boşanma davasının reddine ve kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilerek boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. Hükme karşı taraflarca temyize başvurulmuş ve Dairemizin 2018/10452 Karar sayılı ilamındaki “temyiz sınırlaması”na göre, kadının davasının kabulü yönünden temyize başvurulmadığından, kadının davasında verilen boşanma hükmü kesinleşmiştir. Yine, erkeğin kendi davasının reddi ve kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazları Dairemizin 2018/10452Karar sayılı temyiz ve 2019/7469 Karar sayılı karar düzeltme ilamları ile onanarak kesinleşmiştir. Kadının davasındaki boşanma hükmünün temyiz başvurusuna konu edilmemek ve ziynet alacağı ile erkeğin boşanma davasının reddi hükmünün de Dairemiz ilamları ile onanmak suretiyle kesinleşmiş olduğu dikkate alınmaksızın; her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilecek yerde, yeniden boşanma ve ziynet hükmü kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup, bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen mahalli mahkeme hükmünün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA; bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda (1.) bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.02.2022(Pzt.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.