Esas No: 2022/464
Karar No: 2022/3248
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/464 Esas 2022/3248 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/464 E. , 2022/3248 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, ...'nda çalışan davalının Belediye Başkanlığı'na ait araçla kusurlu eylemi ile meydana gelen trafik kazasında ölüme sebebiyet verdiğini, ölenin mirasçıları tarafından ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/418 Esas sayılı dava dosyasında davalı ile birlikte hükmedilen tazminat miktarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduklarını, ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2006/14285 takip sayılı dosyasına söz konusu tazminatı ödemek zorunda kaldığını beyanla bu miktarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı tarafça daha önce açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, meydana gelen kazada davacının müterafik kusurunun bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 2020/321 Esas 2020/3337 Karar sayılı ilamı ile, davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmakla devam eden yargılama neticesinde bozma ilamı doğrultusunda davanın usulden reddine dair verilen karar Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 2020/9138 Esas 2021/3701 Karar sayılı ilamı ile, davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile davanın kendiliğinden ortadan kalkarak derdest olmaktan çıktığı göz önüne alındığında eldeki dava tarihi olan 19.11.2014 tarihi itibari ile derdest bir davanın bulunmadığı, Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı da göz önüne alınarak Mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak devam edilen yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Somut olayda davacı, davalının 30.09.2001 tarihinde Belediye Başkanlığı'na ait araçla kusurlu eylemi nedeni ile meydana gelen trafik kazasında dava dışı üçüncü kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini, vefat edenin mirasçıları tarafından açılan ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/418 Esas sayılı dava dosyasında davalı ile birlikte hükmedilen tazminat miktarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduklarını, ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2006/14285 takip sayılı dosyasına söz konusu tazminat miktarını ödemek zorunda kaldıklarını beyanla taraflarınca ödenen miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dosya arasında bulunan ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/165 Esas 2013/666 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça eldeki dava konusu ile aynı talebe binaen davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalının itirazı üzerine ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/165 Esas 2013/666 Karar sayılı dosyasında itirazın iptalinin talep edildiği görülmüştür. Söz konusu dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2011/14038 Esas 2012/16123 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince, davanın takip edilmemesi nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Bunun üzerine davacı tarafça 19.11.2014 tarihinde davalıya karşı eldeki dava açılmıştır.
Davacı tarafça, dava dışı üçüncü kişilere 01.05.2008 tarihinde 42.579,00 TL, 08.02.2010 tarihinde ise 5.692,81 TL ödemede bulunulmuştur.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 73.maddesinin 1.fıkrası "Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 5.maddesinin 1.fıkrası "Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur." şeklinde düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununn 150/7 nci maddesi; "Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır." hükmü uyarınca, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine dava ikamesi ile kesilen zamanaşımı süresi de tekrar işlemeye başlayacaktır.
Davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil niteliktedir. Ancak, derdestlik yönünden kararının temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek amacı güdülmüştür. Bu itibarla, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden 3 aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ancak bu hükümler davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar. Zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer. (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.09.1996 tarih E:1996/19-461 - K:1996/607 sayılı kararı).
Yukarıdaki açıklamalar ışığımda davacı tarafça davalı aleyhine 16.09.2010 tarihinde açılan ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/165 Esas 2013/666 Karar sayılı dosyasında 30.12.2013 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bahsi geçen ilke kararında da belirtildiği üzere açılmamış sayılmasına karar verilen davada maddi ve usul hukukuna dair tüm sonuçların ortadan kalkacağı, eldeki davanın açılış tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yukarıda anılı Türk Borçlar Kanunu'na göre rücu davalarında zaman aşımı süresinin tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yıl olarak belirlendiği ayrıca Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 5.maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edeceği, ancak bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olacağının belirtildiği, eldeki somut olayda davacı tarafça dava dışı üçünü kişilere yapılan son ödeme tarihinin 08.02.2010 olduğu ve ... 13.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/418 Esas sayılı dosyası 28.04.2008 tarihinde kesinleşmekle bu tarih itibari ile davacının davalı ile birlikte sorumlu olduğunu öğrenmiş olduğu, eldeki davanın açılma tarihinin ise 19.11.2014 olduğu, 01.07.2012 tarihinde Türk Borçlar Kanunu ve Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği bu halde dava tarihi itibari ile iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılarak, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile zamanaşımı defi ileri sürdüğü de göz önüne alındığında davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.