Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/10446
Karar No: 2012/193

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/10446 Esas 2012/193 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/10446 E.  ,  2012/193 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, davacının davalılardan işverenlere ait işyerinde 01.03.1989-15.11.2007 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı iddiasıyla eksik bildirilen çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları
    Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, somut olayda; dava konusu dönemde davalı işverenlere ait işyerinde geçtiği iddia edilen hizmetlere ilişkin olarak Kuruma davalılardan ...’a ait 242319 sigorta sicil numaralı 09.01.1989 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerinden verilen 01.03.1989 işe başlama tarihli işe giriş bildirgesi ile bu tarihten itibaren davacının 120 günlük bildiriminin bulunduğu, davacı tarafın davalılardan ...’a ait olan işyerinin 2000 yılında oğlu olan diğer davalı ...’a devredildiğinin iddia edildiği, ...’a ait olan 1277423 sigorta sicil numaralı işyerinin ise; 01.05.2006 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alınsa da; 24.01.2000 tarihinden itibaren faaliyette olduğu, ... adına Kurumda kaydı bulunan üç iş yerinin merkez ve iki şubesi olduğu hususlarının vergi kayıtlarından anlaşıldığı, 30.01.2000 tarihli vergi yoklama fişi içeriğinden işveren ...’ın ...’i 24.01.2000 tarihinden itibaren çalıştırmaya başladığı, komşu işyeri sahipleri olan iki davacı tanığı ile resen dinlenen iki komşu işyeri sahibi tanığın davacı yararına olan beyanlarına itibarla Mahkemece, davanın kabulü ile davacının talep konusu; ...yılları arası dönemin davalılardan ...’a ait işyerinde, 2000-2007 yılları arası dönemin ise davalılardan ...’a ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de; yaklaşık onsekiz yıllık sürenin hüküm altına alındığı gözetildiğinde yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Davacının, mobilya ve ev gereçleri satış mağazasında satış elemanı olarak çalıştığı iddia edildiğine göre; çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; dava konusu döneme ilişkin davacının çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan getirtilmeli, dava konusu dönem içerisinde davacı çalışmaları ile ilgili puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden temin edilmeli, getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın kendisine aidiyeti sigortalı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine sigortalı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; hakdüşürücü süre konusunda irdeleme yapılmalı;.... prim ödeyip ödemediği, bu kadar uzunca bir süre sağlık
    yardımlarından ne şekilde yararlandığı, davalı taraf bu yöndeki; davacının ....oğlunun sağlık güvencesinden yararlandığı iddiası üzerinde durulmalı, her iki işverene ait dava konusu dönemde Kuruma verilen tüm dört aylık sigorta primleri bordroları getirtilerek bordrolarda yer alan sigortalıların bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, tüm aramalara rağmen bu kişilere ulaşılamadığı takdirde veya bordro verilmeyen dönemlere ilişkin olarak aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ile çalıştırdıkları kişiler yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, bu yapılırken davalı işverenlerden ......’a ait ve Kurumda kaydı bulunan merkez şubeler olmak üzere üç farklı işyerinin bulunduğu gözetilerek davacının dava konusu dönemin ne kadarının hangi işyerinde geçtiği açıklattırılarak gerektiğinde o işyerinin bulunduğa çevredeki faaliyet yürüten işverenler ile çalıştırdıkları kişiler saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, belirdiği takdirde anlatımlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu yöntemince araştırılmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işveren davalının, dava konusu döneme ilişkin yeterli ve gerekli tüm araştırmalar yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalıların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..... Başkanlığı dışındaki davalılara iadesine, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi