3. Hukuk Dairesi 2019/1435 E. , 2019/1944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 18.08.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazı davacının 03.12.2013 tarihinde satın aldığını, satın aldığını davalıya ihtaren bildirdiğini, taşınmazın esaslı tamir ve tadilat nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğini davalılara bildirdiğini belirterek kira sözleşmesinin feshi ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı, ihtarnamenin önceki malik tarafından gönderildiğinden ve taşınmazın 18.08.2014 tarihinde tahliye edileceğinin davacıya bildirildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının taşınmazı tahliyesi nedeniyle, davanın konusuz kaldığından, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi neticesinde; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli 2016/4558 Esas ve 2016/3822 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan 07.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın korunması gereken kültür varlığı kapsamında tescil edilen ve bu bağlamda tarihi eser niteliğinde olduğu bu nedenle belediyeden onaylı yeni bir tadilat projesinin alınması ve buna göre yeni bir tadilat ruhsatı alınması ve ... 7 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarının Koruma Bölge Kurulunun bu projenin yapılabilmesi için aldığı kararın bilinmesi halinde davanın kabul edilip edilmeyeceğine karar verilebileceğinin belirtildiği görülmektedir. Bu durumda bilirkişiler tarafından belirtilen eksiklikler giderilmeden davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden bahisle gerekli araştırma yapılmadan yazılı şekilde yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda da karar verilmesi doğru değildir’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve taşınmazın tadilat projesinin ve tadilat ruhsatının alındığından davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacı lehine, AAÜT"ne göre takdir edilen 2.160TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş, ancak, mahkemece, gerekçeli karardan sonra davacının tavzih talebi sonucunda ""tashih şerhi"" başlıklı kararla; "Vekille temsil edilen davacı yararına, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"ne göre takdir edilen 27.024,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine" karar verilmiş ve mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kısa ve gerekçeli kararın ardından verilen tashih şerhi ile hükmün değiştirilmesi doğru görülmemiştir. Şöyle ki, 6100 sayılı HMK"nın hükmün tashihi başlıklı 304.maddesinde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.", hükmün tavzihi başlıklı 305.maddesinde “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.", tavzih talebi ve usulü başlıklı 306.maddesinde “Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." hükümleri bulunmaktadır.
Hakim, tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi, hüküm verirken unutulan vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001, cilt 5, sayfa 5270 vd.) 6100 sayılı HMK"nın ilgili maddelerine göre gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile, hüküm fıkrasında, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. HMK"nın 304 ve 305. maddelerine aykırı şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi hukuk güvenliğini zedeleyici nitelikte olup, yasaktır.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece tashih kararı verilmiş ise de, yapılan tashih hükmün değiştirilmesi niteliğinde olup, usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.