22. Hukuk Dairesi 2013/5106 E. , 2014/3414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2012/86-2013/41
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı yıllarca çalıştığı işyerinden aralarındaki anlaşmazlık üzerine kendisine "ay sonunu beklemeye gerek yok" denilerek eylemli olarak iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, 507 sayılı Kanuna göre tek işçi çalıştığı için davacı iş kanununun uygulama alanının bulunmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının üç gün devamsızlık yapması sebebi ile feshedildiğini mazeret için ihtar çekildiğini davacının komşu işyerinde çalışmaya başladığını fazla çalışma ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu"nun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanun"a tabi olacaktır.
Somut olayda; oto lastik tamirhanesinde 04.07.1997- 07.02.2012 tarihleri arasında çalışan davacı iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürmüştür.
1-Davalının Kanun değişikliği yapılan 21.06.2005 tarihi öncesi dönem geçimini münhasıran davalı işletmeden karşılamadığı için işletmesinin esnaf işletmesi olmadığı, 507 sayılı kanun gereği 04.07.1997- 21.06.2005 arası dönemin iş kanunu tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu döneme ilişkin dava konusu alacakların gerekirse yeniden hesaplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
2- 21.06.2005 sonrasındaki dönem ise mahkemece 5362 sayılı Kanuna göre araştırılmalı, işyerinde çalışan kişi sayısı tespit edilerek , davacının iş kanunu kapsamında olup olmamasına göre ayrı bir değerlendirme yapılmalıdır. Görev hususunun kamu düzeninden olduğu ve mahkemenin görevli olup olmadığını re"sen incelemesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.