Esas No: 2021/10828
Karar No: 2022/1374
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10828 Esas 2022/1374 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/10828 E. , 2022/1374 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, TMK 161 maddesine dayalı açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
6100 Sayılı HMK’nın 362 nci maddesinin 1 inci fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyla bu miktar "78.630,00 TL" olarak belirlenmiştir.
Somut olayda; davacı-karşı davalı kadının talep ettiği ziynet alacağının miktarı 10.000 TL olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında; ilk derece mahkemesince boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, karara karşı her iki tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından verilen bu hüküm süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde; davalı-karşı davacı erkeğin 07.11.2015 tarihinde kendisine şiddet uyguladığını, bu olaydan sonra davalı-karşı davacı erkeğin özür dilemesi ve araya aile büyüklerinin girmesi ile ortak çocuğu da gözeterek davalı-karşı davacı erkekten ayrılmadığını beyan etmiş, tanık Berfu mahkemedeki ifadesinde bu olayı anlatmış, bundan başka davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadına şiddeti kanıtlanmamıştır.
Davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesindeki beyanlarından bu tarihten sonra evliliğin devam ettiği, 04.02.2016 tarihinde davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeği başka bir kadınla bir parkta görmesi üzerine yaşanan tartışma sonucunda tarafların ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Dava da 03.05.2016 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğin kendisine uyguladığı şiddetten sonra evlilik birliğini devam ettirdiği, bu nedenle erkeğin şiddet eylemini affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan eylem erkeğe kusur olarak yüklenemez. Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre ise taraflar eşit kusurludur. Bu itibarla, davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c-Yukarıda 2/b bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2 nci madde koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2-b ve 2-c bentlerinde gösterilen sebeplerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine, peşin alınan harcı mahsubuna ve 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ...'e geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 16.02.2022(Çrş.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.