
Esas No: 2020/5155
Karar No: 2021/6148
Karar Tarihi: 09.12.2021
Danıştay 10. Daire 2020/5155 Esas 2021/6148 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5155
Karar No : 2021/6148
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_ÖZETİ : Danıştay Onuncu Dairesinin 10/12/2019 tarih ve E:2019/1502, K:2019/10113 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN_ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un 54. maddesinde öngörülen nedenler bulunmadığından, kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Öte yandan; davalı idarece Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken öncelikle tazmini öngörülen zarar döneminde davacının 5233 sayılı Kanun kapsamında mal varlığına ulaşamama zararının var olup olmadığının araştırılacağı, kadastro çalışması tamamlanan yerlerde araştırma yapılırken davacı lehine tespit edilen taşınmazların tapu kayıtlarının davacıdan isteneceği, tapu kayıtlarının ibraz edilememesi halinde ise davacıdan zilyetlik iddiaları ile kadastro tespiti arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığını açıklar bilgi ve belgelerin (dava, belge, sözleşme vs.) sunulmasının isteneceği, aksi takdirde keşifte tespit edilen tapusuz taşınmazların değerlendirilemeyeceği ve taşınmazlar için mükerrer ödemeye neden olunmayacak gerekli tedbirlerin alınacağı; davacının orman arazisi içinde bir ekim, dikim faaliyeti olmuşsa bu faaliyete yönelik zarar hesabının Dairemizin 2020/5944 sayılı dosyasının ilgili olduğu idari başvuru dosyasında ve Dairemizin 15/06/2021 tarih ve E:2020/5944, K:2021/3347 sayılı kararında belirtildiği biçimiyle yapılacağı; incelemeye esas bu dosyada ise mal varlığına ulaşamamaya yönelik devam eden zararların tazminin talep edildiği dikkate alındığında 09/11/1982 tarih ve 17863 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 169. maddesi, 1. ve 2. fıkrasında düzenlenen ''Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.'' hükmünden anlaşılacağı üzere özel mülkiyete konu olamayan orman arazisinde 5233 sayılı Kanun kapsamında talep edildiği biçimiyle devam eden mal varlığına ulaşamama zararının söz konusu olamayacağı açıktır.
Açıklanan nedenle, kararın düzeltilmesi isteminin yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle reddine, 09/12/2021 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle yerleşim yerini terk etmek zorunda kaldığını, mal varlığına ulaşamamasından kaynaklanan zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı ilk başvurusu üzerine köyün boşalan/boşaltılan köylerden olması nedeniyle 1994-2004 yıllarına ilişkin zararlarının karşılandığını iddia eden davacı tarafından 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru ile köyün hala boş olduğu ve devam eden zararlarının bulunduğu ileri sürülerek 30/05/2007 tarihi ve sonrasında oluşan zararlarının karşılanması istemiyle yapılan başvurunun, davalı idare tarafından cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile süreklilik arz eden zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında 30/05/2007 tarihinden başlayarak başvuru tarihine kadar tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; söz konusu döneme ilişkin olarak mal varlığına ulaşamamadan kaynaklı zararlar açısından, anılan köyün girişe yasak bölge ilan edilip edilmediği, yerleşime açılıp açılmadığı, köyde ikamet eden veya etmek isteyen kişilerin güvenliklerinin sağlanıp sağlanmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması amacıyla, Mahkemenin E:… sayılı dava dosyasında yapılan 15/10/2015 tarihli ara kararına istinaden sunulan Şırnak İl Jandarma Komutanlığının 06/11/2015 günlü yazısı eki tutanakta özetle, … Köyü-… Mezrasının 30/05/2007- 05/12/2014 tarihleri arasında halen yerleşime açık olmadığı, belirtilen tarihler arasında köyün yerleşime açılmadığı, belirtilen tarihler arasında Askeri Güvenlik Bölge ilan edilmediğinin belirtildiği; bu durumda, anılan Jandarma Tutanağının ve diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu köy/mezranın halen yerleşim açısından güvenli bir yer olmadığı, köyün yerleşime açılmadığı anlaşıldığından, davacının … Köyü-… Mezrasında mal varlığının bulunup bulunmadığının araştırılarak eğer var ise 30/05/2007 tarihinden başvuru yaptığı tarihe kadar olan mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğradığı zararlarının tazminine karar verilmesi gerekirken, sözkonusu zararların tazmini istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; davacının maddi tazminat istemine ilişkin zarar miktarının, davacının başvurusu ile ilgili yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde ortaya çıkan yeni duruma göre öncelikle Komisyon tarafından değerlendirilmesi gerekeceği, bu aşamada davacının maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı açıklanmıştır.
5233 sayılı Kanun’un uygulanması açısından 30/05/2007 tarihinden sonra meydana gelen zararlar bakımından Kanun’un 6. maddesinin, 19/07/1987 ile 30/05/2007 tarihleri arasında meydana gelen zararlar bakımından ise Kanun’un Geçici 4. maddesinin uygulanacağı açıktır.
Dosyanın, Dairemizin E:2020/5944 sayılı dosyası ile birlikte incelenmesinden; anılan dasyada davacının, 5233 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 27/07/2004 tarihinden öncesi için uğradığını ileri sürdüğü zararları bakımından, Zarar Tespit Komisyonunca teklif edilen tazminatı yeterli görmeyerek dava açtığı anlaşılmakla; 5233 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce zararın gerçekleştiği ileri sürülen yerleşim yerinin, terör ve/veye terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle idarece de boşalmış/boşaltılmış kabul edildiği, incelenmekte olan dosyada ise İdare Mahkemesi tarafından davacının köye halen dönüş yapamadığının ara karar ile tespit edildiği, ve köyün halen boş olduğu anlaşıldığından, aynı olaya bağlı olarak boş olan köyde, devam eden zararının bulunması sebebiyle davacının yaptığı başvurunun, yeni bir olay kabul edilip 5233 sayılı Kanun’un yeni meydana gelen olaylar için başvuru süresini düzenlendiği 6. maddesi kapsamında değerlendirilmesinde, 5233 sayılı Kanun'a ve bu Kanun’da değişiklik yapılmasını öngören ilgili Kanunların konuya ilişkin düzenlemelerine ve bu kanunların gerekçelerine, adalete ve hakkaniyete uygunluk bulunmamaktadır.
Ayrıca, 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesi devam eden zararların karşılanması hususuna ilişkin süreyi değil, genel olarak terör eyleminin meydana gelmesinden itibaren başvuru süresini düzenlediği için, 5233 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce meydana gelen ve davalı idarenin değerlendirme yaptığı tarihte halen devam eden zararlar bakımından başvuru tarihinin nereden başlatılacağı belirlenemeyeceğinden, ilgililerin idareye her zaman başvurarak zararlarının tazminini isteyebilecekleri kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının belirtilen açıklama ile onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.