22. Hukuk Dairesi 2017/22739 E. , 2019/12078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesine ihbar öneli verilerek İş Kanunu 17. maddeye göre son verildiğini ve davacının iş vereni ibra ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar,davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Taraflar arasında, düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İbra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Kanun"un 132.maddesi “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü getirmiştir. İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise 6098 sayılı Kanun"un 420.maddesinde yer almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
Ancak yukarıda sözü edilen bu hükümler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6098 sayılı Kanun"un yürürlükte olmadığı bir dönemde düzenlenen ibranamenin geçerliliği sorunu, Yargıtay"ın ibraname konusunda yerleşmiş uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.
Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır
İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir. Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 28.02.2013 tarihinde son bulmuş olup, davalı tarafından dosyaya sunuyan ibranamenin tarihi ise 08.08.2013 tarihidir. Söz konusu ibraname 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürarlüğü tarihinden sonra düzenlenmiş olup, ibranamede alacak kalemleri ve miktarlarının tek tek yazılmış olduğu ,ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, hafta tatili alacağı , ulusal bayram ve genel tatil alacağı, fazla mesai alacağının ise bulunmadığının belirtildiği görülmektedir. Ayrıca ibranamede belirtilen miktarları nakten aldığına ilişkin davacının imzasını taşıdığı gibi ibranamede belirtilen miktarın banka kanalı ile ödendiği de banka kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının imzasını inkar etmediği ve kanunen geçerli olduğu anlaşılan ibranameye itibar edilerek davacının fark kıdem azminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatılı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.