Esas No: 2022/1636
Karar No: 2022/2873
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1636 Esas 2022/2873 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1636 E. , 2022/2873 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 23. İş Mahkemesi
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/2012 tarihinde davalı şirkette depo sorumlusu işe başladığını, 11/08/2015 tarihinde satınalma personeli olarak çalışırken 06/09/2016 tarihinde iş sözleşmesine geçerli bir neden olmaksızın son verildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti
Davalı vekili, davacının depo sorumlusu olarak göreve başladığını, şirket ihtiyaçları doğrultusunda satın alma personeli olarak çalıştığını, performansı, iş tecrübesi, şirket içi ihtiyaçları göz önüne alındığında davacının hem depo sorumlusu hemde satın alma personeli olarak maaş ve sair şartlarda herhangi bir değişiklik olmaksızın tek birim üzerine çalışmasına karar verildiğini, görev değişikliğinde maaş zammı uygulandığını ancak davacının görevini yapmamakta ısrarcı olduğunu, ve iki gün işe gitmediğini bunun üzerine iş sözleşmesinin İş Kanunu 25/II-g bendine göre haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti
Mahkemece, iş sözleşmesinin haklı veya geçerli nedenle feshedildiğinin ispat yükünün işverene ait olduğu, tanık anlatımları ve bütün dosya kapsamından davacının depocu olarak işe başladığı, daha sonra satın alma görevine getirildiği bir süre sonra tekrar depocu olarak çalışmasının istendiği, satın alma görevine nazaran daha alt kademede olan depo işinde davacının çalışmak istemediği bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği, çalışma koşullarında esaslı değişiklik olan görev değişikliğini davacının kabul etmemesinin işveren açısından geçerli veya haklı fesih nedeni oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine, dört aylık boşta geçen süre ücreti ile işe başlatılmaması halinde ödenecek olan işe başlatmama tazminatının dört aylık ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Kararı
Dairemizin 22.10.2018 tarih ve 2018/6614 esas, 2018/18900 karar sayılı ilamı ile; "25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında “İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir.” düzenlemesi bulunduğu, ilk derece mahkemesi karar tarihinin 01.06.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 16.5.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 30.05.2018 tarihinde kararın davacı vekilince temyiz edildiği, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kararın temyiz edilebileceği açıklanmışsa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında kanundaki süreleri hakimin artırıp eksiltemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı" oy birliği ile reddine karar verilmiştir.
Bireysel Başvuru:
Kesinleşen karara karşı davalı taraf Anayasa Mahkemesine başvurmuştur
Anayasa Mahkemesi Kararının Özeti:
Anayasa Mahkemesince 13.01.2022 tarihinde 2018/3668 başvuru numaralı kararda, başvuru konusu olayda Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında bu sürenin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun istinaf kararında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, sekiz günlük yasal sürede yapılmayan temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddinin; istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar gerekçesinde belirtilen tebliğden itibaren iki hafta içinde temyiz kanun yoluna başvurulduğu ve Mahkemelerin kanun yolu ve süresini taraflara doğru gösterme yönündeki yükümlülüğü gözönüne alındığında; başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesince; yukarıda belirtilen gerekçelerle davacının Anayasa'nın 36 ıncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Dairemize gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda, dosya kapsamının yeniden değerlendirilmesi neticesinde, davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen süre içinde yapmış olduğu temyizinin süresinde kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla; Dairemizin 22.10.2018 tarih ve 2018/6614 esas, 2018/18900 karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle davacının 01.06.2012-11.08.2015 tarihleri arasında depo görevlisi olarak çalışmış olup 11.8.2015 tarihi itibariyle sadece satın alma görevlisi olarak görevlendirildiği ve ücretinde de artışa gidildiği, tanık anlatımlarına göre depoda yapılacak işin satın alma görevinden farklı olarak vasıflı bir iş olmadığı, 01.09.2015 tarihinden itibaren satın alma görevlisi olarak çalışan davacının işverence yapılan fesih ihtarında da açıkça belirtildiği ve davalı tanığı ....'un da anlatımından anlaşıldığı üzere performans yetersizliği gerekçesiyle tekrar depo görevlisi olarak görevlendirildiğinin 25.07.2016 tarihli ihtarla bildirildiği, ihtarın davacıya 27.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve çalışma koşullarında esaslı değişiklik içeren bu teklifin davacı tarafından kabul edilmediği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 inci maddesine göre işverenin böyle bir durumda görev değişikliğinin geçerli sebebini ya da başka bir geçerli sebebin varlığını ortaya koyarak iş sözleşmesini feshetmesi mümkün ise de işverence geçerli sebebin varlığının yöntemince ispatlanamadığı, davacının gerek Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında çalışma gününün tam bildirilmesi, gerek davalı tanığının dahi davacının devamsızlık yapmadığını belirtmesi gerekse dosyada davacının satın alma işine gelmeyerek devamsızlık yaptığı yönünde bir tutanak olmaması karşısında davacının işyerine geldiği, devamsızlık yapmadığı, depo görevinde çalışmamasının devamsızlık olarak kabulünün mümkün olmadığı bu nedenle somut uyuşmazlık bakımından İş Kanunu’nun 25 /ıı-h ve g koşullarının oluşmadığı, şu halde; Mahkemece davacının işe iadesine karar verilerek kıdemine göre işe iadenin parasal sonuçlarının belirlenmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddeleri uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 07.03.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.