Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/22723
Karar No: 2019/12103
Karar Tarihi: 29.05.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/22723 Esas 2019/12103 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı işçi, davalı işverenin işyerinde çalışırken iş akdinin haksız yere feshedildiğini, ücretin eksik gösterildiğini ve alacaklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı ve işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiştir. Temyiz edilen karar bozulmuştur çünkü bordrolarda gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda, işçinin hak kaybını önlemek için gerçek ücretin tespit edilmesi gerekmektedir. İşverenin ekonomik gücüne karşı işçi korunmalıdır. Bu sebeple, dosyadaki bordrolardan ziyade işçinin yaptığı işin niteliği ve kıdemi değerlendirilerek alacakların hüküm altına alınması dosya kapsamına daha uygun olacaktır. Ayrıca, davacının genel tatil ve hafta tataili alacağı talebinin ayrı ayrı miktarlandırılmadığından, ilgili miktarın alacaklara eşit şekilde paylaştırılıp değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kararda, İş Kanunu'nun 32. maddesi hakkında da açıklamalar yer almaktadır.
22. Hukuk Dairesi         2017/22723 E.  ,  2019/12103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde, destek sacı makinasında usta olarak, 2006 yılı Aralık ayında çalışmaya başladığını, 11.08.2014 tarihine kadar kesintisiz şekilde çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak feshedildiğini, sosyal güvenlik kurumu kayıtlarında ücretin eksik gösterildiğini, sürekli fazla mesai ve resmi tatil çalışması yaptırıldığını karşılıklarının ödenmediğini, yıllık izinlerin bir kısmının kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, iş akdinin devamsızlık nedeni ile haklı nedenle feshedildiğini, işyerinde fazla mesai yapılmadığını, genel tatillerde çalışılmadığını, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı ve davalı arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret tanımlanmış olup; bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak ifade edilmiştir.
    Çalışma yaşamında çeşitli saiklerle (daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi gibi) zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı, gösterilen miktarın gerçek miktardan daha az olduğu şüphesi ortaya çıkabilmekte, bu durum söz konusu olduğunda ise işçi aleyhine olan olası hak kayıplarının önlenmesi için gerçek ücretin tespiti önem taşımaktadır. Bu tespit sırasında İş Hukuku"na özgü bazı ilkeler de gözönünde bulundurulmalıdır.
    İşçi-işveren ilişkisinin temel özelliği işçinin işverene bağımlı çalışmasıdır. Her şeyden önce, geçimini sağlayabilmek adına genellikle ücreti dışında bir olanağa sahip olmayan işçi sermayeyi elinde tutan işverenin ekonomik bağımlılığı altındadır. İşverenin ekonomik ağırlığına ve gücüne karşı denge kurabilmek için daha güçsüz durumda bulunan işçinin korunması zorunluluğu söz konusudur. Gerçekten, toplum düzenini ve sosyal barışı sürekli olarak sağlayacak gerçek denge, işçi ile işvereni eşit kabul eden bir anlayışla değil, bu ilişkinin güçsüz tarafı işçinin belirli ölçüde korunması ile kurulabilir. Bu husus Anayasanın 2 nci maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devletidir. Toplumsal devlet, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği ve dolayısiyle toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir". (Prf. Dr. Sarper Süzek, İş Hukuku, 13. Baskı. s. 16-17)
    Somut uyuşmazlığa bakıldığında, davacı aldığı son ücretin 1.420,00 TL olduğunu, aylık maaşı daha yüksek olmasına rağmen SGK kayıtlarında daha düşük gösterildiğini, primlerin eksik yatırıldığını iddia ederken, davalı taraf davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuş ve mahkemece de davacının asgari ücretle çalıştığının kabulü ile yapılan hesaplamaya itibarla hüküm tesis edilmiştir.
    Her ne kadar dosya kapsamında yer alan bordrolar asgari ücretten tahakkuk etmiş ise de; işverene karşı güçsüz durumda olan, işini veya mevcut pozisyonunu kaybetme korkusu olduğu kural olarak kabul edilmesi gereken işçi karşısında, güçlü ve egemen olan işverenin hangi saikle olursa olsun tamamen özgür iradeye dayalı olarak imzaladığı veya sunduğu belgede irade sakatlığından söz edilemeyeceğinden, işverene ekonomik yönden bağımlı olan işçiden alınan imzalı bordro yerine, işçinin yaptığı işin niteliği ve kıdemi ile davacı tanığı beyanı da dikkate alınarak işverenden sadır olan 20.03.2014 tarihli belgeye üstünlük tanınması ve davacının 1.200,00 TL ücretle çalıştığının kabulü ile alacakların hüküm altına alınması dosya kapsamına daha uygun olacaktır.
    Öte yandan, davacı dava dilekçesinde ayrı ayrı miktarlandırma yapmaksızın genel tatil ve hafta tataili alacağında mahsuben 1.000,00 TL talepte bulunmuş olup; 22.12.2015 tarihli talep arttırım dilekçesinde de, 1.000,00 TL olarak talep edilen genel tatil ücreti alacağını 47,88 TL arttırarak 1.047,88 TL olarak belirlediğini ifade etmiştir. Ne var ki, dava dilekçesine göre 1.000,00 TL"lik talep, genel tatil ücreti alacağının yanısıra hafta tatili alacağını da kapsadığından ve bu alacak miktarları yönünden açıklama olmadığından, ilgili miktarın alacaklara eşit şekilde paylaştırılmak suretiyle, davacı tarafça 500,00 TL genel tatil ücreti ve 500,00 TL hafta tatili ücreti talep edildiği şeklinde kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir. Karar bu sebeple de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi