MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Alacaklı vekili, İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun dosya hesabına itirazını İcra Mahkemesi"ne yapması gerekirken İcra Müdürlüğüne yaptığını, anılan itirazın İİK"nun 16. maddesi uyarınca reddedilmesi gerekirken kabul edildiğini, yeniden 12.09.2014 tarihinde dosya hesabı yapıldığını ve müvekkili aleyhine 15.09.2014 tarihli muhtıra düzenlediğini, yapılan ikinci dosya hesabının da hatalı olduğunu ileri sürerek 12.09.2014 ve 15.09.2014 tarihli işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, icra müdürlüğünün vermiş olduğu karardan kendiliğinden dönemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü’nün 2013/11313 Esas sayılı dosyasından alacaklıya gönderilen 15.09.2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2007 gün ve 2007/12-166 Esas-2007/197 Karar, 11.04.2007 gün ve 2007/12-231 Esas-2007/196 Karar, 03.10.2007 gün 2007/12-601 Esas-2007/695 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, icra müdürlüğünce verilmiş bir karardan daha sonra kendiliğinden dönülerek, ilk kararın aksine olan ikinci bir karar verilemez. Bu husus şikayete konu edildiği takdirde, hakim denetiminden geçerek sonuçta doğru olan kararın onaylanması halinde, icra müdürünün rücu kararı sonuca etkili olmayacaktır.
İİK.nun 17. maddesinde; şikayetin İcra Mahkemesi"nce kabulü halinde, şikayet olunan muamelenin bozulacağı yahut düzeltileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılarak 29.08.2014 tarihinde 9.604,44 TL miktarlı bakiye borç muhtırası düzenlendiği, anılan muhtıraya karşı borçlu vekilinin müdürlüğe itirazı üzerine 12.09.2014 tarihinde yeniden hesaplama yapılarak borçlu tarafından 507,05 TL fazla ödeme yapıldığının belirlendiği, 15.09.2014 tarihinde alacaklı tarafa muhtıra gönderilmesine karar verildiği, alacaklı vekilinin, ikinci dosya hesabının hatalı olduğunu ileri sürerek 12.09.2014 ve 15.09.2014 tarihli işlemlerin iptalini İcra Mahkemesi"nden talep ettiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, icra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de; bu husus şikayete konu edildiğinde hakim tarafından her iki kararın da denetlenmesi mümkündür. Bu durumda, alacaklı tarafça 12.09.2014 tarihli dosya hesabının hatalı olduğu da şikayet sebebi olarak ileri sürüldüğünden Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ve İİK"nun 17.maddesi de dikkate alınarak, dosya hesabının gerektiğinde bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.