10. Hukuk Dairesi 2011/16384 E. , 2012/496 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin, 2010/12086 Esas - 2010/14362 Karar ve 26.10.2010 tarihli bozma ilamında;
“ 1-Davacılar, yönetim kurulunda bulundukları...... arasında alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını belirtip; .... prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin başvuruya muvafakat dilekçesinde, şirketleri adına atılan imza ve basılan kaşenin de sahteliğini ileri sürüldüğü ve davacıların 506 sayılı Yasanın 87. maddesi anlamında sorumluluk gerektirir ilişki bulunmadığına ilişkin iddiaları üzerinde durulmayıp; salt yapılandırma dilekçesinde.... taşeron olarak belirtildiği gerekçesinden hareketle sonuca varıldığı;
2-506 sayılı Yasanın 80. maddesinde, 3917 sayılı Yasayla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Yasayla yapılan bu değişiklik, aynı Yasanın 8. maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları Yönünden, .... alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Yasanın getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme
zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Yasanın zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başı olduğu,davacılara 22.04.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirlerine konu prim borcu, karar gerekçesindeki yazımdan farklı olarak, 2003 yılı 7, 8, 9,10,11 ve 12. ayları ile 2004 yılı birinci ayına ilişkindir. 2003 yılı 7-11. aylarına ilişkin prim borçları yönünden, davacılar veya müteselsil borçlular hakkında 6183 sayılı Yasanın 103 ve 104. maddeleri uyarınca zamanaşımını kesen veya durduran bir işlemin gerçekleşmediğinin belirlenmesi halinde, zamanaşımı iddiasına değer verilmesi zorunluluğu bulunduğu halde, bu yönde herhangi bir inceleme yapılmamış olmadan hüküm kurulmuş olmasını” bozma nedeni saymıştır.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında belirtilen hususlar üzerinde durulmaksızın karar verilmiştir.
Mahkemece, yapılması gereken iş, yukarıda belirtildiği üzere öncelikle, davacıların, 506 sayılı Yasanın 87. maddesi koşullarının bulunmadığı yönündeki iddiaları üzerinde durularak;.... işyeri dosyası tüm içeriğiyle getirtilip, asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığını ortaya koyacak kanıtlar toplanarak, davacıların sahte yapılandırma belgesi düzenlendiği yönündeki itirazları üzerinde de durularak, 506 sayılı Yasanın 87. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının, çelişkiden uzak biçimde ortaya konulması gereğinin gözetilmeden karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Öte yandan, Mahkemece, davanın kabulü ile, 22.04.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği, ancak, söz konusu prim borcu 2003 yılı 7, 8, 9,10,11 ve 12. ayları ile 2004 yılı birinci ayına ilişkin olup, 2003 yılı 7-11. aylarına ilişkin prim borçları yönünden zamanaşımı nedeniyle iptal kararı karar verilmiş olsa da, bu hususta herhangi bir irdeleme yapılmadığı ve 2003 yılı 12.ay ve 2004 yılı 1.aya ilişkin prim borçlarının hangi gerekçe ile iptal edildiğinin belirtilmemesi, isabetli bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, davanın kabulü yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.