Esas No: 2021/10699
Karar No: 2022/987
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10699 Esas 2022/987 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2021/10699 E. , 2022/987 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Nafaka
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından azaltılan yoksulluk nafakası (kabul edilen kısım) yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, tarafların Manavgat 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/727 esas, 2010/956 karar sayılı, 23.12.2010 karar, 08.03.2011 kesinleşme tarihli ilamı ile boşandıklarını, taraflarca imzalanan 23.12.2010 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün mahkeme tarafından onaylandığını, davalı lehine aylık 20.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirasının yoksulluk nafakası olarak ödenmesinin hüküm altına alındığını, anlaşma protokolü uyarınca davalıya birden fazla taşınmaz devredildiğini, davalının bu taşınmazlardan kira gelirleri elde ettiğini, bu nafakaya ihtiyacı olmadığını, yine kendisinin yüzde 99 hissesine sahip olduğu ... Turizm ve Yatırım A.Ş'nin her geçen yıl zarar ettiğini ve ekonomik durumunun kötüleştiğini belirterek, davalı yararına hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde ekonomik koşullar göz önüne alınarak uygun miktara indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının gerçeğe aykırı iddialarla lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesini talep ettiğini, davacının iddia ve taleplerinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi şartlarının oluşmadığını, anlaşmalı boşanma nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının kendisinden 40 yaş küçük bir kadınla duygusal ilişki yaşadığını, bu kadınla evlenebilmek için boşanmak istediğini, kendisinin de bir çok hakkından feragat ederek anlaşmalı boşanmayı bu şartlarda kabul ettiğini, eski eşinin kazancının yüksek olup maddi durumunun kötüleşmediğini, yeni karısı ve çocuğuyla ultra lüks yaşantısına devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İlk derece mahkemesi 19/03/2021 tarihli kararında; boşanma tarihinden sonra davacının mali durumunun kötüleştiği ancak her iki tarafın da birden fazla taşınmazının bulunduğu, davacının hâlihazırdaki ekonomik durumu ve davalının da çalışmadığı, yalnızca kira gelirlerinin olduğu dikkate alındığında protokol ile ödenmesi kararlaştırılan nafakanın tamamen kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının azaltılmasına dair talebin ise kısmen kabulü ile, davalı lehine Manavgat 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/727 esas, 2010/956 karar sayılı, 23.12.2010 karar, 08.03.2011 kesinleşme tarihli kararı ile hükmedilen aylık 20.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirasının dava tarihi olan 20/07/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 8.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası'na indirilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı kadın tarafından kabul edilen kısım yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı kadının, temyizden sonra 05.01.2022 tarihinde vefat ettiği dosyaya sunulan nüfus kaydı ve Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/50 esas, 2022/48 karar sayılı veraset ilamından anlaşılmaktadır. Davalının yasal mirasçıları, dosyaya sundukları 31.01.2022 tarihli dilekçe ile tüm mirasçıların mirası kabul ettiklerini beyanla kararın murislerinin temyiz itirazları doğrultusunda bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı Kanunun 176/4. maddesine göre de; tarafların mâli durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Kanuna göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mâli durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar (TMK m. 176/3). Yoksulluk nafakası alacaklısı kadının karardan sonra ölümüyle yoksulluk nafakası ölüm tarihinde kendiliğinden kalkmıştır. Ancak, dava tarihi ile ölüm tarihi arasındaki nafaka miktarı murisin terekesini ve dolayısıyla kadının mirasçılarını yakından ilgilendirmektedir. Şayet yoksuluk nafakasının indirilmesi kabul edilirse, fazla ödenen yoksulluk nafakası terekenin pasifine ve sonuçta mirasçıların borç hanesine yazılacaktır. Bu sebeple verilen karar kadının mirasçılarının hukuki haklarını yakından ilgilendirmektedir.
Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hâkim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden, tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşır.
Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul ettiği 23.12.2010 tarihinden iş bu davanın açıldığı 20.07.2016 tarihine kadar geçen zaman içerisinde; davalı kadının ileri yaşta olup kronik rahatsızlıklarının bulunduğu ve çalışmadığı, yalnızca bir kısmı boşanma protokolü ile kendisine devredilen taşınmazlardan elde ettiği kira gelirinin bulunduğu, davacının ise ekonomik ve sosyal durumunda önemli ölçüde bir değişikliğin olmadığı, hâlen Antalya ilinde bulunan beş yıldızlı oteller zinciri sahibi turizmci iş insanı olarak çalışma hayatına devam ettiği, anlaşmalı boşanma protokolünün düzenlendiği tarihte Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına göre Amerikan Doları alış kuru 1,54 TL iken iş bu davanın açıldığı tarihteki Amerikan Doları alış kurunun 3,03 TL olduğu, bu durumda nafakada uyarlama gerektirebilecek döviz kurundaki âni ve yüksek bir dalgalanmadan da bahsedilemeyeceği, kaldı ki davacının turizmci iş insanı olarak gelirinin büyük bir kısmını da döviz üzerinden elde ettiği hususu hep birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yoksulluk nafakasının indirilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 07.02.2022 (Pzt.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.