Esas No: 2022/1875
Karar No: 2022/2645
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1875 Esas 2022/2645 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1875 E. , 2022/2645 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı Bakanlığa bağlı hastanede sürekli işçi kadrosunda çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya geçirildiğini, Türkiye ... İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, davacının alt işveren şirketler nezdinde çalışırken, şirketler ile asıl işveren Hastane arasında yapılan ihalede ödenecek çıplak ücretin, asgari ücret baz alınarak oranlanmak suretiyle düzenlendiğini ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya geçiş tarihi olan 02.04.2018 tarihinde de asgari ücrete oranlanmış ücret ile kadroya geçtiğini, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23. madde ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince işçilerin mevcut ücret ve sosyal haklarının korunarak sürekli işçi kadrolarına geçişlerinin yapıldığını, davacı ile davalı kurum arasında 02.04.2018 tarihinden geçerli olan belirsiz süreli iş sözleşmesinde de daha önce kararlaştırılan ücretin aynen belirtildiğini, belirlenen bu temel ücretin üzerine Toplu İş Sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiğini, ancak davalı işverenlikçe davacının Aralık 2018 ayında almakta olduğu ücretinin 2019 Ocak ayında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. ve 62. maddelerine aykırı olarak düşürüldüğünü, davacının yazılı muvafakatinin alınmadığını ileri sürerek ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerine ilişkin olarak Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2020/5665 esas 2020/14048 karar sayılı ilamı ile iş sözleşmesinde “…%” artış oranı belirtilmiş ise %4 oranında zam yapılmasının hukuka uygun olacağının belirtiğini, iş sözleşmesinde herhangi bir oran belirtilmediğinden taleplerin reddinin gerektiğini, davacı ile davalı idare arasında 02.04.2018 tarihinden itibaren geçerli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, sunulan ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının kadroya geçtiği tarih itibariyle davacı ile davalı idare arasında imzalanan sözleşmeye uygun olarak davacıya ödeme yapıldığını, sözleşmede davacının asgari ücretin fazlasını almasını gerektirir bir madde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, sürekli işçi kadrosuna geçişten sonra imzalanan iş sözleşmesinde davacıya asgari ücrete oranlanan bir ücret üzerinden ücret ödeneceğinin açıkça belirtilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde asgari ücrete oranlanan bir ücret düzenlemesi olduğu ancak ilave tediye ve ikramiye ödemesine ilişkin iş sözleşmesinde ve toplu iş sözleşmesinde bir ödeme günü belirlenmediği gibi, temerrüt tarihi de yer almadığı, buna göre Mahkemece hüküm altına alınan alacakların tamamına dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1 maddesi uyarınca "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı" olarak düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrasında ise "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." denilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili tarafından, davalı Bakanlığa bağlı işyerinde ihale ile hizmet alımı yapılan alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 127. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmün Kararname’ye eklenen geçici 23. maddesi kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olan davacı işçinin, geçiş esnasında tanzim edilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin aylık ücretin düzenlendiği maddede yazılı bulunan oran dikkate alınmaksızın temel ücretinin hatalı belirlenmesi nedeniyle ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik ödendiği iddiasıyla arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 23.10.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki hesaplamalar ise ücret farkı alacağı bakımından 01.01.2019-31.10.2020; ilave tediye ve ikramiye alacakları farkı bakımından 01.01.2019 ile 29.12.2020 tarihleri arası dönem esas alınarak yapılmıştır. Ne var ki; arabuluculuk faaliyeti, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan son tutanak tarihi ile ücret farkı bakımından 31.10.2020; ikramiye ve ilave tediye farkları bakımından 29.12.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, son tutanağın düzenlendiği 23.10.2020 tarihinden sonraki dönemler yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.
3- 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23.madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması isabetsizdir.
4- 2022 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21.10.2021 tarihinde karar verdiği dikkate alındığında; 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen maktu vekalet ücretine göre davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi de doğru bulunmamıştır.
Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.