4. Hukuk Dairesi 2016/10213 E. , 2018/4029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/07/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2)Davacılardan ... ve ..."nın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davacılardan ..., ... ve ..."in müteveffa ..."in mirasçıları, diğer davacılar ..., ... ve ..."nın (...) ise müteveffa ..."nın mirasçıları olduklarını, davacıların murisleri olan ... ve ..."nın davalı tarafından kasten öldürüldüğünü, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davalının mahkumiyetine karar verildiğini, olay nedeni ile müteveffaların eşleri olan ... ve ..."nın eşlerinin desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca manevi olarak da yıprandıklarını, müteveffaların çocukları olan diğer davacıların babalarını kaybetmenin etkisi ile yıkıma uğradıklarını belirterek; uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu olay ile ilgili olarak yürütülen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/203 esas 2012/222 karar sayılı dosyasında; davalının, müteveffalar ... ve ..."yı haksız tahrik altında kasten öldürdüğü sabit görülerek her bir maktul yönünden ayrı ayrı cezalandırıldığı, verilen müebbet hapis cezalarının haksız tahrik hükümleri gereğince 15"er yıl hapis cezasına indirildiği, takdiri indirimi de uygulanarak
neticeten 12 yıl 6"şar ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sırasında eksik ceza tayin edildiğinden bahisle bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda davalı hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanarak müebbet hapis cezalarının 18"er yıl hapis cezasına indirildiği, takdiri indirim de uygulanarak neticeten 15"er yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; destekten yoksun kalma tazminatına Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bozma ilamdan önceki 15 yıllık ceza nazara alınarak kusur indirimi (%50) uygulanmış ve mahkemece bu rapor benimsenerek maddi tazminata hükmedilmiştir. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bozma kararı sonrasında davalı, 18 yıl hapis cezasına mahkum olmuş ve bu karar da anılan Ceza Dairesi tarafından onararak kesinleşmiştir. Şu durumda; tahrik oranının %50 olamayacağı anlaşıldığına göre kusur indiriminin %25 oranında olacağı kabul edilerek, davacılardan ... ve ... lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)Davacıların manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi (TBK m.56) gereğince, hakimin özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın işleniş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
4)Davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava arkadaşlığı; davacı taraf ya da davalı tarafta birden fazla kişi bulunması hali olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 57 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir. İhtiyari dava arkadaşlığında; birden çok kişi, birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu haller, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması durumlardır. (HMK.57) Sayılan bu üç durum dışında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde ise mecburi dava arkadaşlığı vardır. (HMK.59)
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacılar arasında zorunlu değil ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların ayrı ayrı tazminat talep etmiş olmaları da dikkate alınarak kabul edilen tazminat miktarı üzerinden her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
5)Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talep etmelerine rağmen faiz talebinde bulunmamışlardır. Davacılar vekili tarafından sunulan 19/06/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile hükmedilecek maddi tazminata faiz uygulanması talep edilmiş fakat faiz başlangıç tarihi belirtilmemiştir. Şu durumda; maddi tazminatlar bakımından ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2, 3, 4 ve 5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.