Esas No: 2022/1447
Karar No: 2022/2369
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1447 Esas 2022/2369 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İşçi ve işveren arasındaki alacak davası sonucunda verilen kararın temyizen incelenmesi üzerine yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesi kararında hatalı şekilde zorunlu arabuluculuk gideri ile ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerine hüküm kurulduğu belirlenmiştir. İşçinin ikramiye alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması hatalıdır. Ayrıca arabuluculuk masrafının hazine üzerinde bırakılması da yanlıştır. Arabuluculuk gideri yargılama gideri olduğu için davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesi gerekmektedir. Kararın bozulması gereken bu hususları düzeltmek için yeniden yargılama yapılmasına gerek yoktur. İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. ve 370/2. maddeleri, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23. madde.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 24. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-İlk Derece Mahkemesi kararında zorunlu arabuluculuk gideri ile ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerine yönelik hatalı şekilde hüküm kurulduğu saptanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, tarafların zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda arabuluculuk masrafının davalının harçtan muaf olduğu gerekçesiyle hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 11,12,13 ve 14. fıkraları gereğince arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326. maddesinin 1. fıkrasına göre yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği dikkate alındığında arabuluculuk masrafının yazılı şekilde hazine üzerinde bırakılması hatalıdır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23.madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması isabetsizdir. Keza Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir" denilmekte olup iş sözleşmesinin 7. maddesinde ise “işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14. Günüdür” denilmektedir. Bu açıklamalara göre ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.
Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla mahkemece fark ikramiye alacağına ilişkin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de bu yanlışlıkların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yukarıda yazılı sebeplerden, İlk Derece Mahkemesi kararının “Brüt 428,45 TL ikramiye fark alacağının; 81,86 TL’sinin 01/02/2019 tarihinden, 85,14 TL’sinin 01/08/2019 tarihinden, 128,16 TL ‘sinin 01/02/2020, 133,29 TL’sinin 01/08/2020, tarihinden itibaren 6356 Sayılı Yasanın 53. Maddesine göre Bankalarca uygulanan en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklindeki 2 numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine,
“2-Brüt 428,45 TL fark ikramiye alacağının anlaşamamaya dair son tutanak tarihi olan 18.11.2020 tarihinden itibaren, en yüksek banka işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine”,
İlk Derece Mahkemesi kararının “Dava açılmadan önce yapılan 680,00 TL arabuluculuk giderinin davalı kurumun harçtan muaf olması nedeni ile HAZİNE ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,” şeklindeki 6 numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine,
“6-Dava açılmadan önce yapılan 680,00.- TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine” bendinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.