Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1701
Karar No: 2020/6182
Karar Tarihi: 23.11.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1701 Esas 2020/6182 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, mirasbırakan babalarından miras kalan taşınmazları davalılar ve dava dışı kişilere muvazaalı şekilde temlik ettiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil, tenkis isteğiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davaya istinaf başvurusu sonucu Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, davanın kabul edilmesi gereken kısımlarını belirlemiştir. Ancak bu kararın yeterli araştırma yapılmadan verildiği ve yanılgılı değerlendirme içerdiği gerekçesiyle temyiz edilerek bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2019/1701 E.  ,  2020/6182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında, mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    KARAR
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları ..."in 39, 680, 782, 1064, 1164, 2147, 2149, 2352, 2526, 2925, 2927, 2928 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı oğlu ..."ye mal kaçırmak amacıyla ..."nin kayınbabası dava dışı ...."a, ..."in de dava dışı ..."ye satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı yapıldığını, ..."nin ölümü ile taşınmazların davalı eş ve çocuğuna intikal ettiğini ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş, aşamada 2149 parsele yönelik davanın sehven açıldığını bildirerek bu parsele yönelik davadan vazgeçtiklerini, terditli istekleri olan tenkis talebinden de vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.
    Davalılar, mirasbırakanları ..."nin taşınmazları üçüncü kişilerden satın aldığını, mirasbırakanın evlatları arasında ayrım yapmaksızın tüm evlatlarına taşınmaz verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın 2149 parsel yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 39, 680, 2147, 2352, 2526 parsel sayılı taşınmazların hibe edildiği gerekçesiyle bu taşınmazlar ile ilgili davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile başvurunun kabulüne, diğer parseller yönünden muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine, 2149 parsel yönünden davanın geri alınması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1922 doğumlu mirasbırakan ..."in 13.04.2006 tarihinde dul olarak ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocukları, ...ile kendinden önce ölen oğlu ..."den olma davalı ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ..., ..., ..."nın kaldığı, davalıların mirasbırakının kendinden önce ölen oğlu ..."nin mirasçıları olan eş ve çocuğu olduğu, dava konusu 113 ada 5(eski 782 ), 175 ada 24 (1064), 179 ada 46 (1164) parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan adına kayıtlı iken, mirasbırakanın 16.01.1986 tarihinde dava dışı ...."a, ...."ın da davalıların mirasbırakanı ..."e 03.09.1990 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, dava konusu 872 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakanın 04.03.1991 tarihinde 2000/35350 payını dava dışı önceki eşi ...."e ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiği, ...."in temlik aldığı payın tamamını ..."e 09.12.1992 tarihinde hibe ettiği, mirasbırakanın üzerinde kalan 15350/35350 paydan 7850/35350 payını dava dışı ... ..."a 02.09.1991 tarihinde sattığı, .../. payını ise dava dışı ..."a 02.09.1991 tarihinde sattığı, ..."ın temlik aldığı payı 02.11.1992 tarihinde ..."e sattığı, ..."in taşınmazda toplam 27500/35350 payının olduğu, ölümü ile mirasçıları davalılara 29.05.2003 tarihinde intikal ettiği, taşınmazın 28.12.2007 tarihinde ifraz görerek 2928, 2927, 2925 parsellerin oluştuğu ve üç parselde davalılardan ..."in 20625/35350"şer, ..."in 14725/35350"şer payının bulunduğu, taşınmazlarda başkaca malik bulunmadığı, dava konusu 139 ada 10 (eski 39), 110 ada 1 (680), 2147,2352, 2526, 2149 parsel sayılı taşınmaz yönünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk tarafından davanın reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından hükmün temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Böyle bir durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece 2925, 2927, 2928 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yeterli araştırma ile hüküm kurulduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
    Hal böyle olunca 2925, 2927, 2928 parsel sayılı sayılı taşınmazların güncel tapu kayıtları ile satış senetleri getirtilerek, taraf tanıklarının tekrar dinlenilmesi, hangi parselin ne surette temlik edildiği, ara maliklerin iyiniyetli olup olmadığı, dava dışı ..."den hibe ile temlik edilen taşınmaz payı dikkate alınarak muris muvazaası hukuksal nedeninin şartlarının oluşup oluşmadığının açıklığa kavuşturulması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, aynı Kanun′un 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi