21. Hukuk Dairesi 2018/1254 E. , 2018/2398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi
A)Davacı İstemi:
Dava, ... yanında 01/01/1991 tarihinin hizmet başlangıcı olarak tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı işveren, davacının kardeşi olduğunu, yanında 20-25 gün kadar çalıştığını ancak verimli olmadığı için kendisinin işi bıraktığını, işe giriş bildirgesini Kuruma verdiğini, parası olmadığı için primini yatırmadığını beyan etmiştir.
Davalı Kurum vekili; işverenin kardeşi olan davacıya sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakma nedeni ve eylemli çalışma olup olmadığının araştırılmasını, salt tanık anlatımlarıyla yetinilmemesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince ; “Davalının ilk işe giriş bildirgesi aslının anılan tarihte Kuruma vermiş olması nedeniyle hak düşürücü sürenin gerçekleşmediği kabul edilmiştir. Davalıya ait işyerinin 01/01/1991 tarihinden itibaren sigortalı çalıştırmaya başladığı ve işyerinin Kuruma ... sicil no ile tescil edildiği, vergi kayıtlarının incelenmesinden sigortalılık başlangıç tespiti talep edilen tarih itibariyle davalının ... Yol Caddesi No:14 ... adresinde faaliyet gösterdiğinin belirtildiği, bu suretle davalıya ait işyerinin sigortalılık başlangıç tarihi itibariyle faal olduğu anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları Yargıtay kararları kapsamında komşu işyeri sahibi ve bu işyerinde çalışan bordrolu tanıklar olup davacının davalı işyerinde fiilen çalıştığına dair görgüye dayalı tanıklık yapmışlardır. Bu da davacının davalı işyerindeki çalışmasının gerçek ve fiili olduğu anlamına gelmektedir. ” gerekçesiyle “ Davacının davasının kabulü ile; ... T.C Kimlik numaralı davacı ..."nun sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1991 olarak tespitine, ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “ 01.01.1991 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı ..."ya ait ... sicil numaralı işyerinden 17.01.1991 tarihinde Kuruma verildiği ve ... kayıt numarası ile Kurum kayıtlarına alındığı, bildirgenin Kuruma verildiği yılın serilerine ait olduğu, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, davalıya ait işyerinin vergi kayıtlarına göre tespiti istenen tarihte davalının ... Caddesi No:14 ... adresinde kaportacı olarak faaliyet gösterdiği, ...Sosyal Güvenlik Merkezinin cevabına göre işyerinin dönem bordrosunun bulunmadığının bildirildiği, davalı işveren tarafından sunulan aylık sigorta primleri bildirgesi ve işyeri bildirgesine göre tespiti istenen tarihte davalı işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamında ve faal olduğunun anlaşıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından ...Belediye Başkanlığı"ndan getirtilen adres bilgilerine göre dinlenen tanıklardan ..."nun komşu işyeri sahibi, ..."nun ise bu işyerinin sigortalı çalışanı olduğunun anlaşıldığı, tanıkların vergi ve sigorta kayıtlarına göre tespiti istenen tarihte davalıya ait işyerine yakın adreste kayıtlı işveren ve sigortalı çalışan olmaları nedeniyle tanıklıklarının fiili çalışmanın gerçekliği yönünden yeterli olduğu, tanıkların davacının abisine ait işyerinde tespiti istenen tarihte bir süre çalıştığını doğruladıkları anlaşılmakla davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur. ” gerekçeleriyle “Davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “Tanıklar komşu işyeri tanığı olarak nitelendirilemez. Çalıştıkları yerler arası mesafeler çok uzak. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 22/10/1967 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/01/1991 tarihinde 24 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin...sicil numaralı ...yolu 83/C ... adresindeki, ... ünvanlı oto kaporta tamiri işyerinden 17/01/1991 tarihinde 039389 varide sayısı ile Kuruma verildiği, sigorta sicil numarasının verildiği yılın serilerine ait olduğu,bildirgedeki doğum tarihinin 1969 olarak yanlış bildirildiği, bilirkişi tarafından işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, işyerinden dönem bordrosu verilmediği,talep tarihinde yasa kapsamında olduğu, ...Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen yazı cevabında; tanık ..."ya ait işyerinin 27/01/1988 – 31/12/1993 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, 1990-1991 yıllarına ait dönem bordrolarının incelenmesinde tanık ..."nun bu işyerinin kayıtlarında bulunan bordrolu tek çalışan olduğu, tanık ..."nun hizmet cetveli incelendiğinde; 1991/01 döneminde ..."ya ait işyerinden sigortaya bildiriminin yapıldığı, davacı tanığı ..."ya ait ...Vergi Dairesi kayıtları incelendiğinde; 17/02/1981 tarihinde ... G-2 Sok. No:18 Zeytinburnu/İstanbul adresinde faaliyete başladığı, 26/01/1994 tarih ve 4320 sayılı dilekçe ile işyerini 01/01/1992 tarihinden itibaren ...Cad. ...Cami Sok. No:2 ... adresine taşıdığı, davacının hizmet cetvelinde 2002 yılından itibaren 4/B zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığı, 2012 yılından itibaren 270 gün 4/A sigortalılığı olduğu, ...Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabında; davalı 1050025581 vergi nolu ..."nun 1990-1991 tarihleri arasında işyeri adresinin ... Mahallesi ...Cad. No:18 olduğunun belirtildiği ve ekinde kira kontratı fotokopisinin olduğu, davacının 1987-1989 tarihleri arasında askerlik yaptığı, işveren ...’nun davacının abisi olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı işverenin davacının erkek kardeşi olduğunun anlaşılmasına göre bir kişinin kendi kardeşini sigortasız çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi, dosyadaki krokiden komşu işyeri olarak kabul edilen ..."ya ait işyerinin davalı işverenin işyerine uzak olduğunun anlaşılması, tanıkların çalışma tarihine ilişkin net bilgi verememeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi. Başkan