17. Ceza Dairesi 2019/3010 E. , 2019/5703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükme ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümlere ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocuğun 02.02.2013 tarihinde mağdurun evinden bir bakır kazan çaldığı, 07.02.2013 tarihinde de bir bakır kazan ve bir bakır leğen çaldığı, çaldığı ilk bakır kazanı 10 TL karşılığında tanımadığı kişiye sattığını savunduğu, bir bakır kazan ve bir bakır leğenin ise toplam 70 TL değerinde olduğuna dair değer tespit tutanağının dosya arasında bulunduğunun anlaşılmasına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Olay yakalama muhafaza altına alma ve teslim tutanağına göre suça sürüklenen çocuğun 02.02.2013 tarihinde mağdurun evinden çaldığı bakır kazanı 10 TL karşılığında tanımadığı şahsa sattığını beyan ettiği, 07.02.2013 tarihinde çaldığı bir bakır kazan ve bir bakır leğenin ise ihbar üzerine yakalandığında çaldığı yeri tarif ederek henüz olay nedeni ile müracaatı bulunmayan mağdura iadesini sağladığı, mağdurun 09.05.2013 tarihli celsede olay nedeni ile zararı bulunmadığını, çalınan malzemelerin kendisine iade edildiğini beyan ettiğinin anlaşılmasına göre; mağdurdan 02.02.2013 tarihli eylemi konu kazana ilişkin zararın giderilip giderilmediği sorularak sonucuna göre zarar giderilmiş ise zararın giderildiği aşamaya göre gerektiğinde muvafakat da sorularak 5237 sayılı TCK"nun 168. maddesi hükümlerinin tartışılması gerektiği, zarar giderilmemiş ise 07.02.2013 tarihli eyleme dair zararın giderildiği göz önüne alınarak kısmi iade nedeni ile suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nun 168/1-4 maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakatı bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre etkin pişmanlık hükümlerinin tartışılması gerektiği gözetilmeden yasal koşulları oluşmadığından bahisle TCK"nun 168. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında suç tarihi itibarıyla kesinleşmiş hapis cezasına ilişkin mahkûmiyetinin bulunmaması nedeniyle, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nun 50/3. maddesinde yer alan yasal zorunluluk gereğince aynı Yasa"nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
4-Suç tarihinde 15 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK"nun 31/2 maddesi gereğince işlediği hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlali fiillerinin anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili davranışların yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediğine ilişkin rapor alınması gerektiği gözetilmeden, sadece “evden hırsızlık” suçu nedeniyle düzenlenmiş 08.02.2013 tarihli yetersiz raporla yetinilerek hüküm kurulması,
5-Karar tarihinde suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını ikmal etmediği gözetilmeden duruşma kapalı yerine açık yapılarak hükmün de açık duruşmada tefhim olunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.