11. Ceza Dairesi 2019/7393 E. , 2021/3338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve azmettirme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi ile Asliye Ceza Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığı Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 11.11.2011 tarih, 2011/11249 Esas ve 2011/23428 Karar sayılı kararı ile Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kaldırılarak giderildiğinden, Mahkemenin görevi hususu bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Yeniköy Mahalle Muhtar vekili olarak görev yapan sanığın suça konu gerçeğe aykırı düzenlenen 21.11.2007 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesini sahtecilik suç kastıyla hareket ederek düzenlediğine dair mahkumiyetine yeter derecede delil bulunmadığı, eyleminin suç tarihinden önce 09.04.2006 tarihli ve 26153 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5490 sayılı Yasanın 67/1. maddesindeki “gerçeğe aykırı yerleşim yeri veya cüzdan talep belgesi veren köy veya mahalle muhtarları ile herhangi bir işlem sebebiyle nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunanlar ve bunlara tanıklık edenler altı aydan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklindeki özel hüküm niteliğindeki suçu oluşturduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Sanığa yüklenen suçun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 21.11.2007 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
II-Sanık ... (...) hakkında kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, mahkemenin kovuşturma neticesine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
1-Sanığın sahtecilik suç kastıyla hareket ettiği saptanamayan mahalle muhtarına sahte olarak düzenlettirilen nüfus cüzdanı talep belgesini ibraz ederek nüfus müdürlüğünden suça konu sahte nüfus cüzdanını alma eylemlerinin, TCK"nin 204/1. maddesi kapsamında “zincirleme şekilde işlenen resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
2-Kabule göre de;
a)Suça konu sahte nüfus cüzdanının sanık ... (...)"da 02.04.2010 tarihinde ele geçirilmesi nedeniyle bu sanık yönünden suç tarihinin 02.04.2010 olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığına suç tarihi olarak sadece nüfus cüzdanı talep belgesinin düzenlendiği ve nüfus cüzdanının nüfus müdürlüğünden alındığı 21.11.2007 yazılarak sanık ... (...) yönünden suç tarihinin belirtilmemesi,
b)Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması yasaya aykırı,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın kendi altsoyu dışındakiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.