3. Hukuk Dairesi 2017/14163 E. , 2019/2123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnameye dayalı tapu iptal tescil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; muris ..."un vasiyetnamesinin ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/87 E. sayılı dosyasında açılmış sayılmasına karar verildiğini, murisin vasiyetname ile tüm gayrimenkullerini davacılara bıraktığını, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olarak ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.03.2015 tarihli ve 2014/335 E., 2015/111 K. sayılı kararında mahkeme tarafından yapılan yanlışlık sonucu 7 nolu daire yerine aynı yerde 4 nolu daire için karar tesis edildiğini, aynı mahkemenin 04.09.2015 tarihli ara kararı ile de davaya konu edilen 7 nolu daire için "meskenin tapusunun tam hisse olarak dava dışı... adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla, davacıların yerinde olmayan taleplerinin reddine" karar verildiğini, dava dışı..." un ise muris ..."un kendinden önce ölen eşi olduğunu, bu arada davalının davaya konu taşınmazın 1/4 hissesini kendi adına tescil ettirdiğini belirterek, ... mahallesi 5000 ada 2 nolu parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölümün 1/4 hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin tenfizi için açılan ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/335 E. sayılı dosyasında dava konusu parsele ilişkin olarak dava açılıp görüldüğü gerekçesiyle, davanın kesin hüküm sebebi ile dava şartı yokluğundan HMK 115/2-114/1-ı maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Kesin hüküm bir dava şartı olup kamu düzenine ilişkindir. Buna göre bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılması halinde ikinci dava kesin hüküm nedeniyle esasa girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebebi aynı olan iki davanın varlığı gerekir. Bir başka deyişle bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde mahkemece yeniden inceleme konusu yapılmaz.
Muris ..."un dava konusu ... 5.Noterliğince düzenlenen 25.04.2012 tarihli ve 10274 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamesi ile; "gerek bilumum muris ve murisi evvellerinden intikalen sahibi ve hissedarı bulunduğu ve bulunacağı, gerek halen sahibi ve hissedarı bulunduğu, gerekse de ileride sahibi ve hissedarı bulunacağı Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde bulunan bilcümle gayrimenkullerdeki tüm kanuni hak ve hisselerinin tamamını" davacılara eşit olarak bıraktığı görülmüştür.
Söz konusu vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olarak ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/335 E. sayılı dosyası üzerinden 16.06.2014 tarihinde dava açıldığı, davacıların iş bu davanın davacıları, davalının da yine iş bu dosyanın davalısı olduğu, dava dilekçesinde hangi taşınmazların tescilinin talep edildiğinin belirtilmediği, mahkemenin 18.11.2014 tarihli ara kararı üzerine davacılar tarafından aynı tarihli dilekçe ile tescili istenen taşınmazlar ile değerlerinin bildirildiği, bu dilekçede "... mahallesi 5000 ada 2 nolu parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölümün" de tescilinin talep edildiği, kısa kararda; bir kısım taşınmazlarla birlikte 5000 ada 2 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümün tesciline karar verildiği, gerekçeli kararda ise 4 nolu bağımsız bölümün sehven kısa kararda yazıldığı belirtilerek, ne 4 nolu bağımsız bölüm, ne de 7 nolu bağımsız bölüm hakkında bir karar verilmediği, kararın temyiz edilmeden 09.06.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kararın kesinleşmesinden sonra davacıların 7 nolu bağımsız bölümün tesciline ilişkin olarak 03.09.2015 tarihli talebi üzerine, 04.09.2015 tarihli kararla; 4 nolu bağımsız bölümün dava dışı ... adına kayıtlı olması, 7 nolu bağımsız bölümün ise dava dışı... adına kayıtlı olması sebebi ile reddine dair karar verildiği, davacıların 25.04.2016 tarihli dilekçe ile aynı hususta tavzih talep ettiği, mahkemece 09.05.2016 tarihli ara kararla tavzihle düzeltilebilecek bir husus bulunmadığından talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
Dosya içerisindeki ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/798 E.2014/824 K.sayılı mirasçılık belgesinin incelenmesinde; 08.01.2014 tarihinde vefat eden muris ..."un eşi..."un 31.07.2008 tarihinde vefat ettiği, geriye ... ve ..."nin kardeşi ..."ın mirasçı olarak kaldığı görülmüştür.
Dava konusu 5000 ada 2 nolu parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının incelenmesinde ise; taşınmaz... adına kayıtlı iken 03.11.2014 tarihinde ..., ... ve..."a elbirliği mülkiyeti olarak intikal ettiği, 28.09.2015 tarihinde..."e satıldığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.03.2015 tarihli ve 2014/335 E., 2015/111 K. sayılı kararında, dava konusu ... mahallesi 5000 ada 2 nolu parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölüme ilişkin verilmiş bir karar bulunmadığından, bu dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği gözönünde bulundurulmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.