3. Hukuk Dairesi 2017/5738 E. , 2019/2154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mülkiyeti kendisine ait taşınmazı davalıya 10/10/2014 başlangıç tarihli 6 ay süreli kira sözleşmesiyle kiraya verdiğini, 6 ayın sonunda kiracının kiralananı kullanmaya devam ettiğini, sözleşmede yeni dönem kira bedelinin aylık 3.000,00 TL olacağının kararlaştırıldığını, davalı kiracının 2015 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait toplam 15.000,00 TL kira bedelini ödemediği gibi taşınmazı da tahliye etmediğini, kira alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; İcra Dairesi ve Mahkemenin yetkisinin bulunmadığını, yetkili mercinin yerleşim yeri olan ... İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, davacıya ait ev, depo ve dalgıç pompayı 10/10/2014 başlangıç tarihli, 6 ay süreli kira sözleşmesi ile tarımsal faaliyetini sürdürmek amacıyla kiraladığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kiralananı kira süresi sonunda, 07/04/2015 tarihinde tahliye ettiğini, sözleşmenin yenilenmediğini, taşınmazı tahliye ettikten sonra kiralananın bir başka kişiye sözlü olarak davacı tarafından kiraya verildiğini, kiralanan deponun teslim edilebilecek bir anahtarının bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu , borcunun bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında kira sözleşmesinin varlığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, kira alacağının götürülecek borçlardan olması sebebiyle davacının ikametgah adresi olan ... İcra Daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu, konut ve çatılı işyeri
kiralarında fesih bildiriminin geçerliliğinin yazılı yapılması koşuluna bağlandığı, davalının sözleşmenin feshine dair usulüne uygun bildirimde bulunmadığı, bu sebeple sözleşmenin 1 yıl süreyle uzadığı, davalının taşınmazı tahliye ettiğini ve anahtarları teslim ettiğini yazılı belge ile ispatlaması gerektiği halde, tanık dışında yazılı delil ve belge sunmadığı, uzayan dönem nedeniyle davalının ödenmeyen kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2015/2243 E. Sayılı dosyasına itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın, kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir.Kiracı, kiralanan taşınmazı kullanımında bulundurduğu süre boyunca kira parasından ve ortak giderlerden sorumludur.
Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
Anahtarın (kiralananın) kiraya verene teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HMK"nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir, tanık dinlenemez ancak yemin delillere dayanılmış ise yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.(Dairemizin, 28.02.2018 gün 2017/5791, 2018/1845 E. K, 5.12.2018 gün 2017/4599, 2018/12416 E. K, sayılı emsal kararları) Kaldı ki kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ya da Notere teslim ederek teslim keyfiyetini kiraya verene bildirmektir.
Somut olayda; taraflar arasında 10/10/2014 başlangıç tarihli 6 ay süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kiralananın tahliye edilerek anahtarının kiraya verene ne zaman teslim edildiğine ilişkindir. Davacı kiraya veren, anahtar tesliminin yapılmadığını, kiralananın kendisine teslim edilmediğini iddia etmiş ; davalı kiracı ise, 07/04/2015 tarihinde kira ilişkisinin sona erdiğini ve aynı tarihte kiralananı tahliye ettiğini, kiralananın teslim edilecek bir anahtarının bulunmaması nedeniyle anahtar tesliminin gerçekleşmediğini savunmuştur. İspat yükü kendisinde olan davalı, taşınmazı 07/04/2015 tarihinde tahliye ettiğini bildirmiş ise de, iddiasını yazılı delil ile ispat edememiştir. Ancak, davalının cevap dilekçesinde kesin deliller arasında yer alan yemin deliline de açıkça dayandığı anlaşılmaktadır.
Yemin delili, HMK"nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, ispat yükü üzerine düşen tarafın, iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, ispat yükü üzerine düşen tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatmakla yükümlü olup, mahkemece tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden karar verilemez. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı dikkate alınarak, tahliye tarihini ve anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamayan ve ispat yükü kendisine düşen davalı kiracıya, kiralananın tahliye tarihi hususunda davacı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.03.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Uyuşmazlık; davalı kiracının, kiralananı usulüne uygun teslim edip etmediği ve tahliye tarihi ile anahtar tesliminde toplanmaktadır. Bahsedilen hususları, davalı yazılı delillerle ispatlayamamıştır. ...nın 225.maddesine göre; yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır.Anahtar teslimi ise, tek taraflı bir işlem olmayıp, davacı kiralayanın kabulüne bağlıdır. Kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayini istemek ve tayin edilecek yere anahtarı teslim etmektir. Ya da Notere anahtarı teslim edip, keyfiyeti noter aracılığıyla kiraya verene bildirmektir. Dolayısıyla, tahliye tarihi ve anahtar teslimi ile ilgili kiracının kiralayana yemin teklif etmesi doğru olmaz, sonuca etkili değildir. Sayın çoğunluğun, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, bu nedenle davacıya kiralananın tahliye tarihi hususunda yemin teklif etme hakkı bulunduğuna dair bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASI düşüncesindeyim.