1. Hukuk Dairesi 2020/1352 E. , 2020/6229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı, mirasbırakanları ...’in sağlığında malvarlığını mirasçıları arasında taksim ettiğini, davalı ... ile kendisine 1/2’ şer pay olarak taksim ettiği 353 ada 13 parseldeki 3 nolu dükkan, ... ada 47 nolu parselde 1-2-6-4-9-10-14-18-19 nolu bağımsız bölümler ile davalı şirket ile ... Grup Özel Sağlık Şirketinin hisselerini davalı oğluna, 214, 269, 374, 1070 nolu parseller ile 1258 ada 2 parsel, 924 ada 6 parsel, 721 ada 20-22-23 nolu parselleri davalı şirkete satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı ... ve davalı şirket adlarına olan taşınmazların ve yine davalı ... adına olan şirket hisselerinin 1/2 payının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiş, bozma sonrası sunulan 20.12.2017 tarihli dilekçesi ile çekişme konusu 1070-269 ve 214 parsel sayılı taşınmazlar ile 25.12.2017 tarihli dilekçesi ile dava konusu 374 parsele ilişkin davasından feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalılar, çekişme konusu taşınmazlarda ve şirket paylarında murisin yaptığı herhangi bir temlik bulunmadığını,murisin geriye çok sayıda taşınmazı kaldığını,mal kaçırma amacının olmadığını, muvazaa iddiasının ve tenkis talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 721 ada 20, 22 ve 23 sayılı parseller ile 924 ada 6 nolu parsellere ilişkin davanın husumet nedeni ile reddine, dava konusu diğer parseller ve şirket hisselerine ilişkin davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak getirtilen belgeler arasında resmi senetlerin yer almadığı, bu nedenle temliklerin mirasbırakan tarafından yapılıp yapılmadığının yeterince denetlenemediği, ayrıca dava konusu edilen şirketlerle ilgili olarak yeterli araştırma yapılmadan hüküm verildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilke ve olgular da gözetilerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte (tapu kayıtları, resmi senetler, tapu kütük fotokopileri v.s.) merciinden temin edilmesi yine dava konusu şirketlerle ilgili kayıtların dosya arasına celbi sağlanarak miras bırakanlarından yapılan intikallerin tereddüte yer vermeyecek şekilde tesbit edilmesi, ayrıca tenkis isteminde bulunduğu, gözetilerek bedeli muris tarafından ödenerek davalı adına kazandırmalar yapılıp yapılmadığı ve diğer mirasçıların saklı payların ihlal edilip edilmediği hususlarında açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde dava konusu 374-1070-269 ve 214 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, 924 ada 6 ile 721 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar ve şirket hisselerine ilişkin davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.11.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılan davalarda dava değerinin, temlik edilen taşınmazda davacıların miras paylarına karşılık gelen değer olduğu gözetilerek, bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, davacı tarafından başlangıçta 70.000-TL olarak gösterilen dava değeri üzerinden nispi peşin harç yatırıldığı, yargılama sırasında 26.03.2014 tarihinde 74.956 TL tamamlama harcı alındığı, dava konusu taşınmazlardan esastan ve feragat nedeniyle reddine karar verilen taşınmazların keşfen belirlenen değerleri toplamının 8.199.961 TL , bu değer üzerinden davacının payına (3/28) düşen değerin ise 878.567,32 TL olduğu, davalılar lehine bu miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmadığı gibi, husumetten reddine karar verilen taşınmazlar yönünden ise sadece maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği hususunun göz ardı edilmesi de isabetsizdir.
Ne var ki, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 7. bendinin yerinden çıkarılarak yerine “ Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 49.092,69 TL nispi vekalet ücreti ile husumetten reddine karar verilen taşınmazlar yönünden 2.725 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” cümlesinin yazılmasına, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.050.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.