Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/159
Karar No: 2022/1756
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/159 Esas 2022/1756 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/159 E.  ,  2022/1756 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 23. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddeleri uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Taraflar arasında, ikame edilen davada Türk Mahkemelerinin yargı hakkının (yetkisinin) bulunup bulunmadığı, bu bağlamda davada davalı olarak gösterilen İslam Kalkınma Bankasının yargı muafiyetinin (bağışıklığının) bulunup bulunmadığı, bu Bankaya karşı Türk Mahkemeleri önünde dava açılıp açılamayacağı, Banka hakkında yargılama yapılıp yapılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Türk Mahkemelerinin yargı hakkının (yetkisinin) bulunması bir dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde düzenlenmiştir.
    Yargı yetkisi (aynı anlamda olmak üzere yargı hakkı), devlete ait hakimiyet hakkından doğan ve mahkemelerce kullanılan karar verme-hükmetme otoritesidir. Yargı yetkisi devlet olmanın bir gereğidir. Yargı yetkisi, yargı muafiyeti (bağışıklığı) ile sıkı bir ilişki içindedir. Yargı muafiyetine sahip olanlar (devletler, uluslararası kuruluşlar vb.) başka bir devletin mahkemesinde yargılanamazlar. Yargı bağışıklığına sahip olan örneğin bir devlet cebri icra bağışıklığına da sahiptir. Kural olarak, devletlerin, uluslararası kuruluşların ve diplomatik dokunulmazlığı olan kişilerin yargı muafiyetine sahip olduğu kabul edilmelidir. Ancak, bu kuralı mutlak anlamda kabul etmek mümkün değildir. Bir devletin, başka bir devletin mahkemeleri önünde yargılanamaması yargılanan veya yargılanmak istenen devletin egemenlik hakları ile ilgili bir husus olduğundan, bu hakkın (egemenlik hakkının) dışında kalan özel hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti kuralı uygulanmayabilir.
    Yargı muafiyetine (bağışıklığına) sahip olan kişi ve kurumlar, üçlü bir tasnife tabi tutulabilir. Buna göre, ilk olarak devletlerin, ikinci olarak uluslararası kuruluşların ve üçüncü olarak diplomatik dokunulmazlığı olan gerçek kişilerin, yargı bağışıklığına sahip oldukları kabul edilmektedir.
    Eldeki davada davalı olarak gösterilen İslam Kalkınma Bankası, 07/12/1973 tarihinde, tamamı İslam Konferansı Örgütü’ne üye olan yedi ülke tarafından kurulmuş bir uluslararası kuruluştur. Somut olayda, davacıya 23/03/2015 tarihinde davalı banka nezdinde İslam Kalkınma Bankası Baş ekenomositlik pozisyonu için iş teklifi yapılmış, davacı belli bir ücret karşılığında, bu iş teklifini kabul ederek davalı banka ile 3 yıllık belirli süreli iş sözleşmesi imzalamış ve 12/05/2015 tarihinde davalının Suudi Arabistan Krallığı' nın Cidde şehrinde bulunan merkez ofisinde çalışmaya başlamış ancak üç yıl dolmadan iş akdi sona ermiştir.
    Özel hukuka dayanan bir hususta uluslararası kuruluşların ve hatta devletlerin tam yargı bağışıklığı değil, sınırlı yargı bağışıklığı bulunmaktadır. Nitekim MÖHUK m.49'da yer alan; "Yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukukî uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz." hükmü de sınırlı bağışıklık sisteminin uygulandığına işaret etmektedir. Sınırlı bağışıklık anlayışı ülkemizde 1982 yılında yürürlüğe giren MÖHUK’un (mülga) konuya ilişkin 33. Maddesi ile uygulanmaya başlamıştır. (Yeni MÖHUK m.49)
    Nitekim doktrindeki hukuki görüşler de bu şekildedir:
    "...kesin yargı bağışıklığı anlayışının, devletin egemen yetkiler kullanmaksızın ticari-endüstriyel faaliyetleri ve özel hukuk işlemlerinin de bulunduğu gerçeği göz önünde bulundurularak, devletin egemen statüsüne ilişkin katı bir yorum olduğu ve devletin devlet olarak giriştiği işlem ve eylemleri ile özel hukuk muamelelerinin ayırt edilmesi gerektiği öngörülmeye başlanmış, sonuç olarak devletler tarafından “kesin yargı bağışıklığı” ilkesine karşı “sınırlı yargı bağışıklığı” ilkesinin benimsenmesi yoluna gidilmiştir. Bu anlayışa göre, devletlerin egemen yetkileri kullanmak suretiyle giriştiği tasarrufları yargı bağışıklığına tabi olacak, ancak özel hukuktan kaynaklanan bir takım eylem ve işlemleri ise yargı bağışıklığından yararlanamayacaktır.”
    1982 yılında yürürlüğe giren MÖHUK’un (mülga) konuya ilişkin 33. Maddesi (Yürürlükteki 5718 sayılı MÖHUK’un 49. maddesi.) yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmayacağını öngörmüş, yabancı devletin egemen durumundan kaynaklanan eylem veya işlemleri ile özel hukuktan kaynaklanan eylem ve işlemlerini ayırt etmiş, böylece ilgili dönemde pek çok devlet tarafından benimsenmiş olan sınırlı bağışıklık ilkesine geçilmiştir.
    Nitekim, anılan Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra Yargıtay 1989 yılında verdiği bir kararında kira sözleşmesi gibi bir özel hukuk işleminden kaynaklanan uyuşmazlıkta ABD’nin yargı bağışıklığını kabul etmemiştir. Yine Yargıtay 2006 yılında verdiği bir kararında, davacıdan vizenin geri alınması işleminin uygulanışı ve davacının ABD’ye girişinin devlet yetkililerince engellenişi sırasında davacıya uygulanan “muamele”yi bir “haksız (eylem) fiil” olarak değerlendirmiş ve ABD’nin yargı bağışıklığı itirazını haksız bulmuştur. Yine Yargıtay 2009 tarihli bir kararında kira sözleşmesinde kaynaklanan alacak ve hor kullanma tazminatı talebiyle ABD Hükümeti aleyhine dava açan kiralayanı haklı bulmuş, yabancı devlet ile kiralayan arasında Özel Hukuk hükümlerine tabi bir kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkta ABD’nin yargı bağışıklığının bulunmadığı ve hor kullanma tazminatı istemi hakkında işin esasına girilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
    Gerek emsal kararlara gerekse doktrindeki görüşlere göre davalı ...'nın özel hukuk bakımından yargı muafiyeti bulunmamaktadır.
    Özel hukuk ilişkileri bakımından yargı bağışıklığının kabul edilmeyeceği hususu ABD, Almanya vb pek çok ülkede de kabul edilmektedir. Bu hususta bazı örnekler aşağıdaki gibidir:
    "Keza ABD’nin Toronto Başkonsolosluğunda 12 yıldır çalışan birinin, muhasebe hataları ve izinsiz işe gelmeme gerekçeleriyle işine son verilmesi işlemine karşı Kanada İş Mahkemesinde açtığı davada Mahkeme ABD’nin yargı bağışıklığı itirazını, uyuşmazlık konusu fiilin ABD’nin devletsel ve egemen yetkilerini kullandığı bir eylemini değil, ticari faaliyetleri kapsamında bir eylemini teşkil ettiği gerekçesiyle reddetmiştir.
    Yine, ABD’nin Londra Büyükelçiliği’nde çalışan bir personelin işten çıkarılması gerekçesiyle İngiltere mahkemelerinde açtığı tazminat davasında, mahkeme işin esasına girmiş ve ABD’yi haksız bulmuştur. Eski personelin önceki mahkeme kararı uyarınca eski işine geri dönme talebi ABD makamlarınca reddedilmiş ve eski personel bu ret işlemine karşı yine İngiltere Mahkemelerinde dava açmıştır. Açılan bu davada Mahkeme’nin ABD’nin yargı bağışıklığı itirazını haklı bulması üzerine eski personel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde İngiltere’ye dava açmıştır. Bu dava da AİHM “Bir kimsenin Dış Misyonda işe alınması ya da işe iade edilmesi konusunda Devletlerin sahip olduğu bağışıklığa halel getiren bir uluslararası norm ya da trendin olmadığı” ....şeklinde karar vermiştir.
    Görülüğü üzere uluslararası doktrinde de somut olaya benzer özel hukuk ilişkilerine ilişkin durumlarda yargı bağışıklığının var olmadığı kabul edilmekte olup, bu görüş iyice yaygınlaşmakta ve hukuki örf ve adet halini almaktadır. Nitekim ülkemizdeki emsal kararlar da bu yöndedir. Tüm bu hususların uluslararası örgüt ve kurumlara da uygulanacağı gerek içtihadlar gerekse de mevzuat açısından açıkça ortadadır.
    Bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde;
    Davalı ...’nın yargı muafiyetine (bağışıklığına) sahip olduğu, Türk Mahkemelerinin yargı hakkının (yetkisinin) bulunması gerektiğine yönelik dava şartının somut olayda bulunmadığı Banka’nın Türk Mahkemelerinde yargılanamayacağı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi isabetli olmadığından ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararının bozulması gerekirken onanmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 14.02.2022




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi