Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5976
Karar No: 2019/5112

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5976 Esas 2019/5112 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Orman kadastrosuna itiraz davası açan davacı, taşınmazların orman sınırı içine alınmasını ve tapu kaydının iptalini talep etmiştir. Mahkeme, taşınmazın orman sınırı içine alınmasına karar vermiş ancak hüküm dosya kapsamına uygun olmadığı için davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Uzman bilirkişi raporunun çelişkili olduğu, sınır düzeltme tutanağının dosyada olmadığı ve her bir çalışmaya ait haritaların gösterilmediği tespit edildiğinden, fen ve serbest orman bilirkişileri aracılığıyla yeni bir keşif yapılması kararlaştırılmıştır. Ayrıca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için davalıların dayanabileceği bir yasal yol bulunmadığı belirtilmiştir. Kararda, davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği de belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3116 Sayılı Kanun
- 5653 Sayılı Kanun
- 6831 Sayılı Kanunun 3302 Sayılı Kanun ile Değiştirilen 2/B Maddesi
- 1983 Yılında Kesinleşen Arazi Kadastrosu
- 6099 Sayılı Kanun'un 16. Maddesi ve 3402 Sayılı Kanuna Eklenen 36/A Maddesi.
20. Hukuk Dairesi         2018/5976 E.  ,  2019/5112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... Yönetimi vekili, 01/03/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; davalı gerçek kişiler miras bırakanı adına kayıtlı olan .... köyü 475 ve 501 parsel sayılı taşınmazların 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde olduğu halde, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı dışında bırakıldığını ancak, eylemli orman niteliğinde olduğunu belirterek, taşınmazların orman sınırı içine alınmasına, tapu kaydının iptaline ve el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece, tapu iptali tescil davasının tefrikine, orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne, 56 numaralı komisyonun orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmazın orman sınırı içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 1951 yılında 5653 sayılı Kanuna göre makiye ayırma işlemi, 01/02/2013 tarihinde 30 gün süre ile ilan edilip eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
    Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.
    Davacı ... Yönetimi, taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman tahdit sınırları içinde olduğu halde; 2013 yılında 56 numaralı komisyonca yapılan aplikasyon çalışmasında dışarıda bırakıldığı iddiasıyla ve taşınmazın tekrar orman sınırı içine alınması istemiyle dava açmış, mahkemece, taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve eylemli orman niteliği taşıdığı gerekçesiyle orman sınırı içine alınmasına karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
    Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların ilk orman tahdit haritasındaki konumu gösterilirken taşınmazların orman tahdidi dışında gösterilmiş ancak rapor içeriğinde taşınmazların bu çalışmada orman sınırları içinde kaldığı belirtilmiştir. Bu çelişki nedeni ile dairenin geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek rapor içeriğinde; çekişmeli taşınmazın her bir orman kadastro çalışmasındaki konumu ile ilgili hiç bir açıklamanın yapılmadığı, her bir çalışmaya ait orman sınır noktalarının yazılı olmadığı, ilk orman tahdit haritasında numaralandırılmış küçük yuvarlak boşlukların ne anlama geldiğinin açıklanmadığı, bu nedenle raporun denetlenemediği anlaşılmaktadır.
    Ayrıca geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belgelerden; çekişmeli taşınmazın bulunduğu Tavşanlı köyünde, çekişmeli taşınmazların da içinde bulunduğu bir kısım taşınmazların "..... Devlet Ormanı-1" sınırları içindeyken, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca düzenlenen 6 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile önce orman sınırı dışına çıkarıldığı; daha sonra 8 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile ".... Özel Ormanı" olarak sınırlandırıldığı; daha sonra 02/01/2013 gün ve 15 numaralı sınır düzeltme tutanağı ile önceki tutanaklar iptal edilerek bu kez ekli listede yazılı- dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu- taşınmazların makiye ayrılmış ve iskanen tevzi edilmiş yerlerden olması sebebiyle orman sınırı dışında bırakılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak sınır düzeltme tutanağı ekinde bu çalışmaya ilişkin bir harita bulunmadığı gibi; uzman bilirkişiler tarafından da gerek asıl; gerekse geri çevirme kararı sonrasında düzenlenen ek raporda çekişmeli taşınmazların, bu çalışmaların her birine ait birbiri üzerine çakıştırılmış haritalardaki konumunun ayrı ayrı gösterilmediği anlaşılmaktadır.
    O halde, çekişmeli taşınmazlara ilişkin yapılan tüm orman kadastrosu, aplikasyon ve sınır düzeltme çalışmalarına ilişkin harita ve tutanaklar dosyaya getirtildikten sonra; önceki keşifte görev almamış bir fen ve bir serbest orman bilirkişi aracılığıyla yapılacak keşifte; 3116 sayılı Kanuna göre düzenlenen orman kadastro haritası, 2012 yılında yapılan aplikasyon ve daha sonraki sınır düzeltme çalışmalarına ilişkin haritaların ölçeği, kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 OS noktası görülecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun her biri üzerinde ayrı ayrı renklerle gösterildiği, denetime elverişli, müşterek imzalı rapor kendilerinden alınarak dosya içine konulması, taşınmazların kısmen veya tamamen 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman sınırı içinde kaldığının anlaşılması halinde; eğiminin yüksek ve eylemli orman olan kısımları bakımından, 5653 sayılı Kanunda ve 17/08/1950 tarihli yönetmelikte maki komisyonlarının kesinleşmiş orman sınırı içinde maki tesbit işlemi yapacağı konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı, ormanların ve orman muhafaza karakteri taşıyan makiliklerin hiç bir zaman makiye ayrılamayacağı, ayrılmış olsa bile yasaya aykırı olarak yapılan işlemin yok hükmünde olacağı, H.G.K"nın, Y.K.D"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararında kabul edildiği gibi, kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalan taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının hukuki değerini yitireceği, orman içinde kalan ya da orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda tapu kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesi Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün 31/13 ve 14/03/1989 gün 35/13 ve 13/06/1989 gün 7/25 sayılı kararları ile iptal edildiğinden, davalı kişilerin dayanacağı bir yasal yolun bulunmadığı, hak düşürücü sürelerin geçtiği, taşınmazların ilk orman tahdidi dışında kaldıklarının ve eylemli orman olan kısımlarının saptanması halinde 56 numaralı Komisyonun sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosunu yapma yetkilerinin de bulunduğu gözönüne alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda, davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A maddesi gereğince, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yargılama giderlerinin davalılardan alınması, davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi