3. Hukuk Dairesi 2017/5956 E. , 2019/2200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafın adi kefil olduğu 01/04/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden davalıyla dava dışı borçlu ... aleyhine 2011 yılı Ekim , Kasım ayları kira bedeli ile, sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 19. maddesi gereği muaccel hale gelen 2011 Aralık, 2012 Ocak , Şubat, Mart kira bedelleri toplamı ile 2 aylık gecikme zammı olmak üzere toplam 7.440,00 TL bakiye kira alacağı için ... 25.İcra Müdürlüğü’ nün 2011/10634 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına itiraz ettiğini, borçlu için her türlü icra işleminin yapıldığını ,mecurun tahliye edildiğini ,ancak haciz işlemlerinden bir sonuç alınmadığından dava dışı borçlu ... için aciz belgesi alındığını, tahliye davası sürerken asıl borçlu dava dışı ...’ın 4.725,00 TL ödeme yaptığı, geriye 2.715,00 TL bakiye borç kaldığını, davalının da kefil olması nedeni ile bugüne kadar ödenmeyen 2.715,00 TL’ den sorumlu olduğunu ileri sürerek,bu miktarı davalıdan istemiş;30.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava tarihine kadar işlemiş faiz toplamı olan 757,82 TL’nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisinin kefil olduğunu, asıl borçluya karşı gerekli işlem yapılmadan tarafına başvurulamayacağını, mecurun icra takibi yapıldığı sırada faal bir dükkan olduğunu, davacının üzerinde kayıtlı araç da bulunduğunu, davacının yasal olarak üzerine düşen hükümlülükleri yerine getirmediğini, cebri icra işlemleri yapmadan ve borçlunun mal varlığını tespit etmeden eldeki davanın açıldığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile,2.475,00 TL asıl alacak ve 757,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.232,82 TL ‘nin dava tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine;fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava;ödenmeyen kira alacağından kaynaklı alacağın davalı adi kefilden tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda;davalı ...’ın davacı ile dava dışı kiracı ... arasında düzenlenen 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kefil sıfatı ile imzası bulunduğu hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Bu kefalet ilişkisi Borçlar Kanunu’nun 486.maddesinde düzenlenen adi kefalet niteliğinde olup, anılan madde hükümleri gereğince alacaklı davacı ancak, asıl borçlu hakkındaki takibin kusuru olmaksızın semeresiz kalması ya da borçlu aleyhine yapılacak takiplerin çok masraflı ve güç olması hallerinde adi kefile başvurabilir. Davacı tarafından,önce kiracıdan takip konusu alacak istenmeden ve hakkındaki takip sonuçsuz kalmadan davalı kiracı ile birlikte kefil hakkında da icra takibi yapıldığından, kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken,mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalı olan adi kefil hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına,ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,18.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.