21. Hukuk Dairesi 2016/16931 E. , 2018/2535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01.03.1998-01.04.2003 tarihleri arasında tahsil olunan primlerin Tarım Bağ-Kur hizmetine sayılmasına ve 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/03/1998-01/04/2003 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve 01/12/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıl dışında süreklilik arzettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2926 sayılı Yasa"nın uygulanmasına ilişkin 26/03/1994 günlü 4 nolu tebliğine göre ürün bedellerinden % 1 oranında tevkifat yapmakla yükümlü gerçek ve tüzel kişilerin bu tevkifatı yaparak kurum hesabına intikal ettirmek zorunda oldukları, kesinti yaptığı halde Kurum hesabına yatırmayan gerçek veya tüzel kişilerin, Kuruma karşı sorumlu oldukları, bu kesintilerin yasal faiziyle birlikte kendilerinden tahsil olunacağı TCK."nun 526.maddesi gereğince cezalandırılmaları için suç duyurusunda bulunulacağı bildirildiğinden davacının sattığı ürün bedelinden kesinti yapıldığının tesbiti sigortalılığın kabulü için yeterli olup, kesintiyi yapan davalı Kuruma karşı sorumlu olacağından kesinti yapıldıktan sonra Kurum hesabına yatırılmamış olması dahi sonuca etkili değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 07/03/2003 tarihli giriş bildirgesi ile öncelikle 01/04/2003 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ardından prim kesitilerine ilişkin makbuzların sunulması nedeniyle tescil tarihinin 01/03/1998 tarihine çekildiği,davalı Kurumca davacının ürün satmış olduğu firmalarla yapılan yazışmalar sonucunda tevkifat kesintisi yapılmadığının bildirildiği gerekçesiyle davacının Tarım Bağ-Kur tescil tarihinin yeniden 01/04/2003 tarihine çekildiği, dosya kapsamında ...Yaş Mevye ve Sebze Komisyoncu tarafından hazırlanan 1999 yılına ait ve ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından hazırlanan 2000 ve 2001 yılına ait makbuzların bulunduğu ve bunların bir kısmında davacının teslim ettiği ürün bedellerinden prim kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının teslim ettiği ürün bedellerinden prim kesintisi yapılmasının sigortalılığın tespiti için yeterli olduğu ve kesintinin Kurum hesaplarına intikal ettirilmemesinin sonuca etkili olmadığı hususları dikkate alınarak davacıdan ve Kurumdan prim kesintisi ve ürün teslimlerine ilişkin belgelerin tamamını temin ederek, sigortalılığın ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren başlayacağı ve prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıl dışında süreklilik arzettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu hususları da dikkate alınarak davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılmadan karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.