Esas No: 2022/476
Karar No: 2022/1011
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/476 Esas 2022/1011 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/476 E. , 2022/1011 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde işe başladığı tarihten kadroya geçirildiği 2005 yılına kadar mevsimlik işçi olarak çalıştığını, kadroya geçirildiği aşamada uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin EK 1/B skalasına göre ücretlendirildiğini, ancak aynı işi yapan işçilere EK1/A skalasına göre ücret verilmesinin 5620 sayılı Kanuna ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek fark yıpranma primi, fark ücret alacağı, fark yasal ve akdi ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davalı davacının kadrolu işçi statüsüne geçirilmesinin idari bir işlem ile olduğunu, uygulanan toplu iş sözleşmesi eklerinde esas alınacak tabloların belirtildiğini, 01/03/2005 tarihinden önce işe girenlere EK1/A tablosuna göre, bu tarihten sonra işe girenlere ise EK 1/B tablosuna göre ücret ödendiğini, İdarenin ücretin belirlenmesine ilişkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bozma Kararı:
Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 14.04.2015 tarihli ve 2015/10644 E., 2015/13680 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasında davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş işlemi sırasında ücretinin eksik belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı eksik ödenen işçilik alacakları bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
22.10.2000 tarihinde, Türk-İş ile Hükümet arasında yapılan protokolle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde belirli süreli iş sözleşmesiyle (geçici veya mevsimlik işçi pozisyonlarında) istihdam edilmiş veya 26 Ekim 2000 tarihi itibariyle çalışanların; uzun süredir bu kurumlarda çalışmış olmaları ve iş deneyimleri dikkate alınarak 02.02.2001 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrolarına intibak ettirilmesi öngörülmüştür.
Davacı işçi, anılan protokol kapsamında sürekli işçi kadrosuna atanmış olup, protokolün yukarıda belirtilen hükümlerinde geçici işçilerin mevcut ücretleri üzerinden sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri, bu işlemin işçinin isteğine bağlı olduğu açıkça belirtilmiştir. Davacı işçi, bu şartlar altında sürekli işçi kadrosuna geçirilmiştir. Davacı sürekli işçi kadrosuna geçirilme şartlarını bildiği ve yapılan işlem rızası çerçevesinde yapıldığı halde, on yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, protokol hükümlerini göz önünde bulundurmadan fark ücret isteğinde bulunması dürüstlük kuralları ile bağdaşmamaktadır.
Dosya içeriğine göre, davalı işverence protokol hükümlerine uygun olarak davacının intibak işlemi yapılmış olup, buna göre fark ücret ve buna bağlı diğer işçilik alacakları isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…..” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 03.06.2015 tarihli ve 2015/241 E., 2015/399 K. sayılı kararı ile; “davacının iş sözleşmesinin başlangıçtan itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı idarenin davacının mevsimlik işçi olarak geçen hizmet sürelerini kıdemine dâhil etmeyerek düşük derece ve kademe üzerinden ücret ödeyerek emsal işçilere göre eksik ücret almasına ve eşit davranma ilkesinin ihlâl edilmesine neden olduğu, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bu şekilde açılan davada, davalı idare ile davacının üyesi olduğu sendika arasında imzalanan 26.10.2000 tarihli Protokole atıf yapılmış ise de toplu iş sözleşmesi ile ancak İş Kanununda işçilere tanınmış hakların işçi lehine genişletilebileceği, aksine düzenlemelerin geçerlilik taşımayacağı belirtilerek işçi aleyhine sonuç doğuran protokole geçerlilik tanınmasının mümkün olmadığının kabul edildiği, emsal mahiyette başka mahkemelerde açılan davalarda verilen kabul kararlarının Yargıtay 7. Hukuk Dairesince onandığı, bu dosyada 22. Hukuk Dairesince verilen bozma ilamının sehven verildiği” gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Temyiz Başvurusu:
Direnme kararını yasal süresi içinde davalı taraf temyiz etmiştir
Hukuk Genel Kurulu Kararı:
Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarih, 2017/(22)9-1797 esas, 2021/1230 sayılı kararı ile; “...Dosya içerisinde bulunan hizmet döküm cetvelinde davacının 18.05.2011 tarihinde davalı ... İdaresinde “beden işçisi” olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Öte yandan direnme kararı sonrasında Özel Daire tarafından davacının şahsi sicil dosyası, işe giriş bildirgeleri getirtilmiş ve davacının ilk defa 18.05.2011 tarihinde davalı ... İdaresinde çalıştığı belirlenmiştir.
Davalı ... tarafından sunulan bilgi ve belgelerden de davacının özürlü statüsünde daimi işçi olarak 16.05.2011 tarihi itibariyle işe başlatılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da sosyal güvenlik dosyasının incelenmesi kısmında davacının 18.05.2011 tarihinde işe başladığı belirtilmiş olmasına rağmen, işyeri sicil dosyasının incelenmesi bölümünde davacının 17.03.2009 tarihinde davalı işyerinde özürlü kadrosunda işe başlatıldığı belirtilerek değerlendirme yapılmış ancak talep edilen fark ücret alacakları davacının asıl işe başladığı 18.05.2011 tarihinden itibaren hesaplanarak belirlenmiştir.
Tüm bu belirlemelere rağmen, Özel Dairece davacı işçinin 22.10.2000 tarihli, Türk-İş ile Hükümet arasında yapılan Protokol kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığı belirtilerek Protokol kapsamında yapılan değerlendirmelere göre davanın reddi gerektiği yönünde karar bozulmuş ise de, davacının ilk defa 18.05.2011 tarihinde davalı işyerinde kadrolu olarak çalışmaya başladığı, mevsimlik iş ilişkisi kapsamında geçici işçi olarak çalıştığı tespit edilemediği gibi, davacı vekilinin talebinin Protokol hükümlerinden kaynaklanmayıp 5620 sayılı Kanuna göre kadroya geçirilmesi sırasında eksik ücretle işe başlatıldığı yönünde olması karşısında, Özel Daire bozma kararının somut olaya uygun olmadığı, çelişkili değerlendirmeler içerdiği ve açık şekilde maddi hataya dayandığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda usulüne uygun olarak verilmiş bir bozma kararı bulunmadığından ilk karara karşı ileri sürülen temyiz itirazlarının karşılandığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla somut olaya uygun olmayan, maddi hataya dayalı bozma kararı çerçevesinde verilen direnme kararının da hüküm ifade etmeyeceği açıktır.
Hâl böyle olunca, Özel Daire bozma kararı ile direnme kararının kaldırılmasına ve yöntemince temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Özel Daire bozma kararı ile bu karara dayalı olarak verilen direnme kararının ortadan kaldırılmasına” karar verilerek ilk karara yönelik temyiz itirazlarının yöntemince incelenebilmesi için dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının 5620 sayılı ‘Kamuda Geçici İşçi Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsune Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlar'da Değişiklik Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 11. bendinin birinci fıkra hükümlerine göre geçici iş pozisyonlarından sürekli işçi kadrolarına geçirilmiş olmasından dolayı 2007 yılı ve sonraki yıllardaki toplu iş sözleşmeleri ile belirlenecek genel ücret artışlarından yararlandırılması, böylece ücretinin kendisi ile aynı işi yapan işçilere 1/A skalasından ödenen ücret miktarı kadar olması gerekip gerekmediği ve fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 5620 sayılı Kanuna göre geçici iş pozisyonunda çalışmakta iken, sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olduğu, kendisine, aynı konumda bulunan diğer işçilere nazaran düşük ücret ödendiği iddiasıyla bir kısım fark alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiş, mahkemece davacının 18.05.2011-28.10.2014 tarihleri arasında hak kazandığı, bilirkişi raporunda hesaplanan alacakları hüküm altına alınmıştır. Ancak Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin geri çevirme kararı üzerine, dosyaya sunulan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının İl Özel İdaresi bünyesinde ilk defa 18/05/2011 tarihinde çalışmaya başladığı, bu tarihten önce davacının 01/02/1999- 21/02/2000 arası ... Çimento San. Tic A.Ş.’ye ait işyerinde, 16/08/2002-15/10/2002 arasında ...’e ait işyerinde çalıştığı, 01/11/2002-29/07/2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun gereği (4/b) zorunlu Bağ Kur sigortalısı olarak prim yatırdığı, 06/07/2009 tarihinden sonra da birtakım (kantin, bina inşaatı gibi) özel işyerlerinde çalıştığı tespit edilmektedir. Görüldüğü gibi davacı ilk defa 18.05.2011 tarihinde İl Özel İdaresinde çalışmaya başlamış olup, bu tarihten önce gerek İl Özel İdaresi, gerekse mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde herhangi bir çalışması bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının geçici işçi iken 2005 yılında daimi işçiliğe geçirildiği gerekçesiyle, Ek 1/A skalasından faydalandırılmayı ve buna göre fark alacakların ödetilmesini talep edemeyeceği açıktır. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin, ‘dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine dair’ 23.02.2017 tarih 2017/186 esas, 2017/3253 sayılı kararında da belirtildiği gibi, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.01.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.