Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/460
Karar No: 2022/1008
Karar Tarihi: 25.01.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/460 Esas 2022/1008 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/460 E.  ,  2022/1008 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
    UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Y A R G I T A Y K A R A R I


    I. BAŞVURU

    Başvurucu Avukat dilekçesinde özetle; “müvekkilinin ... Gemi İnşaa Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne (Yeni Unvan: ... Denizcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş ) ait tersane işyerinde ... Denizcilik Gemi onarım Donatım Sanayi ve Ticaret Lid. Şti. sigortalısı gösterilerek çalıştığını, iş sözleşmesinin feshi üzerine söz konusu firmalar arasında muvuzaalı bir ilişki bulunduğu iddiası ile gerçek işveren ... firması aleyhine işe iade davası açtıklarını, Yalova İş Mahkemesi'nce yasaya uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, davacının davalı ... firmasının işçisi sayılması gerektiği gerekçesiyle işe iade kararı verilmesine rağmen, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından (2021/675 E. 2021/1112 K.), İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin 15. fıkrası gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde arabuluculuk görüşmelerinin hem asıl işveren hem alt işverenin katılımıyla gerçekleşmesi gerektiği gerektiği, huzurdaki davada ise arabuluculuğa yalnız asıl işveren açısından başvurulduğundan ve yalnız asıl işverenle anlaşmazlığa varıldığından arabuluculuk görüşmelerinin usule uygun tamamlanmadığı, dava şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararına konu olayda ise, arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılımın ve iradelerinin birbirine uygun olmasının anlaşma için gerekli olan bir şart olduğu, sonunda uzlaşma sağlanamamış olması nedeniyle asıl işverenin arabuluculuk görüşmelerine katılmamasının sonuç itibariyle bir değerinin bulunmadığı, işçinin hak ve alacaklarını en kısa sürede ve en basit yoldan almasını sağlamaya yönelik bir kurumun, hak arama özgürlüğünü engellemeye yönelik şekilde hak düşürücü süreye tabi bir davada aleyhe yorumlanamayacağı ifade edilerek davanın kabulüne karar verildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararı arasında çelişki oluştuğunu" belirterek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
    II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu 23/12/2021 tarih, 2021/12 esas, 2021/12 sayılı kararında;
    “ Mesele ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/675 Esas ve 2021/1112 Karar sayılı kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/570 Esas ve 2019/1808 Karar sayılı kararları arasındaki uyuşmazlık ve bu kapsamda işe iade talebi ile açılan davalardan önce başvurulması gereken arabuluculuk aşamasında asıl işveren ile alt işverene karşı birlikte başvuru zorunluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.

    Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı halinde, asıl işveren ile alt işveren aleyhine birlikte arabulucuya başvurulmadığı sürece dava şartının yerine getirildiğinden söz edilemeyeceğinden, "davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesine" dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk dairesi'nin kararı doğrultusunda görüş farklılığının giderilmesi yönünde görüşte bulunulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ:
    Talep dilekçesi ve mevcut evrakların değerlendirilmesi sonucunda;
    1)... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/675 Esas, 2021/1112 Karar sayılı kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/570 Esas, 2019/1808 Karar sayılı kararı arasında uyuşmazlık bulunduğuna,
    2)Anılan daire kararları arasındaki uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı yönünde giderilmesi gerektiği yönünde görüşte bulunulmasına,
    3)Uyuşmazlığın giderilmesi ve içtihat birlikteliğinin sağlanması amacıyla 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkilerini Düzenleyen Kanun'un 35/3. maddesi uyarınca ilgili dava dosyalarının da eklenerek kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE,”oy birliği ile karar verilmiştir.
    III. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARAR
    A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 Tarih, 2021/675 Esas, 2021/1112 Sayılı kararı
    “Dava; iş akdinin davalı işverence feshinin geçersizliği, davacının işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine yöneliktir.
    Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu arabuluculuk son tutanağı ve Uyap sisteminde yapılan entegre sonucu Mahkememiz dosyasına alınan diğer arabuluculuk evrakları incelendiğinde; arabuluculuk görüşmelerinin davacı taraf ile yalnızca asıl işveren ... Gemi İnşaa Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi (Yeni Unvan : ... Denizcilik ...ve Tic.A.Ş.) arasında gerçekleştirildiği görülmektedir.
    Oysa ki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3.maddesinin 15.fıkrası; "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır." hükmünü amirdir.
    Açıklanan nedenlerle; İş Mahkemeleri Kanununun 3. Maddesinin 15. Fıkrası gereğince asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde arabuluculuk görüşmelerinin hem asıl işveren hem de alt işverenin katılımıyla gerçekleştirilmesi gerektiğinden, huzurdaki davada ise arabuluculuğa yalnızca asıl işveren açısından başvurulduğu ve arabuluculuk görüşmelerinin yalnızca asıl işverenle gerçekleştirilerek anlaşmazlığa varıldığı görülmekle, arabuluculuk görüşmelerinin İş Mahkemeleri Kanununun 3.maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun tamamlanmadığı, bu haliyle zorunlu arabuluculuk dava şartının tüketildiğinin kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
    Her ne kadar davacı asıl işverenin davalı ... Gemi İnşaa Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi (Yeni Unvan : ... Denizcilik ...ve Tic.A.Ş.) olduğunu, dava dışı alt işverenin kayden işçisi göründüğünü belirterek muvazaa iddiasında bulunmuş ise de bu iddia yargılamaya muhtaç bir iddia olup mahkemece çözüme kavuşacak bir husustur. Şu halde arabuluculuk sürecinde alt işveren ... Denizcilik Gemi Onarım Donatım Sanayi Ve Ticaret Limited Şti'nin gösterilememesine bir dayanak oluşturamaz. Kaldı ki yapılan yasal düzenlemede muvazaa iddiası halinde arabuluculuk sürecinin nasıl gerçekleşeceğine ilişkin farklı bir düzenlemede yoktur.
    İMK m.3/15 hükmü gereği davanın usulden reddine karar verilecek yerde, davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir.” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Yalova İş Mahkemesi'nin 2019/622 Esas - 2021/24 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı ... Gemi İnşaa Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi (Yeni Unvan : ... Denizcilik ...ve Tic.A.Ş.) aleyhine görülen davanın, 7036 Sayılı Kanunun 3. ve 4857 Sayılı Kanunun 20. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair kesin olmak üzere hüküm kurulmuştur.
    B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 16.05.2019 Tarih, 2019/570 Esas, 2019/1808 sayılı Kararı
    “1-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1 maddesi “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesine yer vermiş, aynı yasanın 3/15 maddesi “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.” demek suretiyle anlaşmanın hangi durumda sonuç doğuracağını hükme bağlamıştır.
    Somut olayda asıl işveren arabuluculuk görüşmelerine katılmamış ise de alt işverenin görüşmelerde yer aldığı ve işe iade talebi konusunda davacı ile anlaşamadığı arabuluculuk son tutanağından anlaşılmaktadır. 7036 sayılı Yasa'nın 3/15. maddesinde belirtilen “anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.” hükmü göz önünde bulundurulduğunda asıl işverenin arabuluculuk görüşmelerine katılmamasının görüşme sonunda uzlaşma sağlanamamış olması nedeniyle sonuç itibariyle bir değeri yoktur. Zira; arabuluculuğun gerçekleşmesi için asıl-alt işverenlerin iradelerinin birbiri ile uyumlu olması şartı varken ve davacı alt işveren ile uzlaşamamışken davacıyı asıl işveren ile uzlaşmaya zorlamak beklenemez.
    İşçinin, hak ve alacaklarını en kısa sürede ve en basit yoldan almasını sağlamaya yönelik getirildiği anlaşılan bir kurumun, işçinin hak arama özgürlüğünü engelleyecek şekilde aleyhe yorumlanması ve bu bağlamda asıl işverenin arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süreye tabi bu davada davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun genel gerekçesinde belirtilen dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin madde ile diğer düzenlemelerde iş yargısının temeli olan çabukluk, basitlik emredicilik, zayıfın korunması ve ucuzluk ilkelerinin dikkate alındığı, arabuluculuğun bu ilkeler doğrultusunda yürütülmesi amaçlandığı gerekçesi ile de örtüşmez. Davalı vekillerinin dava şartı yokluğuna yönelik itirazları bu nedenle yerinde görülmemiştir.
    2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle işveren tarafından çalışma sahasında cep telefonu kullanılmasının yasak olduğu işçilere bildirilmiş ise de, haberleşme hürriyeti bakımından olay değerlendirildiğinde, çalışanlara (bu bağlamda fesihten önce davacıya) haberleşmeleri için sabit hatlı telefon sağlandığı ortaya konmadığı, davacının cep telefonu ile zarar doğuracak eylemler içerisinde olduğunun ya da işverenin telafisi mümkün olmayan bir zarara uğraması gibi bir halin oluştuğuna dair dosyaya yansıyan veri bulunmadığı, bu hali ile işveren feshinin haklı ya da geçerli fesih niteliği taşımadığı, davalıların asıl işveren -alt işveren olarak işe iadenin mali sonuçlarından İş Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalıların bu yönlere ilişkin istinaf talepleri bu nedenlerle kabul edilmemiştir.
    3-Davacının kıdemi 5 yılın altındadır. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre 5 yılın altında kıdemi bulunan çalışanların işe başlatılmaması halinde verilecek işe başlatmama tazminatı 4 ay olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemenin işe başlatmama tazminatını 5 ay olarak belirlemesi hatalıdır. Davalı Assist vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerindedir.” gerekçesiyle yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı anlaşılmakla HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair kesin olarak hüküm kurulmuştur.
    IV. GEREKÇE
    Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinde yer alan düzenlemedir.
    Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
    5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinin 2. fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
    Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
    Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır.
    Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.
    Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
    Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, hukukumuzda istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
    Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misâl olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir.
    Belirtmek gerekir ki, bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
    Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
    İnceleme konusu uyuşmazlıkta, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, “ işe iade talebi ile açılan davalardan önce başvurulması gereken arabuluculuk aşamasında asıl işveren ile alt işverene karşı birlikte başvuru zorunluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık doğduğu” belirtilerek çelişkinin giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 13.10.2021 tarih, 2021/9540 esas, 2021/14240 sayılı kararı ile “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde, işe iade talebiyle arabulucuya başvuru dava şartının yerine getirilmesi için asıl işveren ile alt işverene karşı birlikte arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğuna, sadece asıl işveren yahut sadece alt işverene karşı arabulucuya başvurulduktan sonra anlaşma olmadığı için işe iade davası açılması durumunda, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğine” karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir verilmesi söz konusu değildir.
    Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    IV. SONUÇ
    ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına, 25.01.2022 günü oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi