3. Hukuk Dairesi 2018/1342 E. , 2019/2260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki harici satım sözleşmesinden kaynaklı ödenmiş olan bedelin istirdatına yönelik olarak başlatılan takibe karşı açılan itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/5162 sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip yapıldığını, 05/11/2014 tarihinde davalı borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazında böyle bir borçları olmadığını beyan ettiğini, takibe konu borcu kabul etmediğini, davalı hakkında yapılan icra takibine asıl alacağa ve borcun tamamına itiraz ettiğini, davalının itirazının yerinde olmadığını, yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu beyanla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesine, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, ancak 30/06/2015 tarihli beyan dilekçesinde; ticari bir şirket olduklarını, ticari şirketlerle alakalı bütün uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu bu sebeple davanın görevsiz mahkemede açıldığını, ayrıca davaya konu sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğunu ve talep edilen 2 ödemenin geçersiz sözleşmeye binaen yapıldığını ve talep edilemeyeceklerini, ayrıca söz konusu borcun zamanaşımına uğramış olduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 40.000,00 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacağın likit olduğu anlaşıldığından asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, harici taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklı ödenmiş olan bedelin istirdatına yönelik olarak başlatılan takibe karşı açılan itirazın iptali davasıdır.
1- 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda "Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler arasında veya tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır."
Aynı Yasa"nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa"nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK"nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda; davacının, davalı firma ile 02.01.2012 tarihinde mesken alımına ilişkin harici taşınmaz satım sözleşmesi imzalandığı, davalı firmaya bu devre karşılık sözleşmede belirlenen tutarı ödemek konusunda anlaştığı görülmektedir. Dolayısıyla davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici, davalının satıcı ve taraflar arasındaki hukuk ilişkinin mal alımına yönelik olması sebebi ile tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi’nin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, bulunmaması halinde ise eldeki davaya ‘’Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla’’ bakılması suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, şimdilik davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.