3. Hukuk Dairesi 2017/14762 E. , 2019/2265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet ve ceyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, boşanma davasına karşılık dava olarak ziynet eşyalarının tamamının davalıda kaldığını çünkü düğünden hemen sonra ziynet eşyalarının tamamının elinden alındığını, bu sebeple 5 adet altın burma bilezik, 6 adet altın küpe ve yüzük, 1 kol saati, 1 yatak odası takımı, 1 buzdolabı, 1 elektrikli fırın, 1 çamaşır makinesi, 1 televizyon, 21 yün yastık, 7 yün yorgan, 1 uyku seti, 1 takım gümüşlük, 1 takım oturma grubu, 2 kanepe, 4 sergi halısı, 2 dokumaitiye, 1 pike takımı, 1 komple mutfak takımı, 1 çatal kaşık seti, 3 adet kilim ve perdelik, 1 sandık ve içinin aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile iadesini istemiştir.
Davalı, karşı davanın süresinde açılmadığını, boşanma davasına karşı dava olarak ancak nafaka davasının açılabileceğini, ziynet eşya talebine yönelik dava açılamayacağını, mahkeme aksi kanaatte ise karşı davanın eksik dava değeri gösterilerek açıldığını ve harcı toplam değer üzerinden gösterip yatırmış olmaları gerektiğini, sunulmuş olan eşya senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını, ev eşyaları üzerinde yasal katkı payı olduğunu, ziynetlerin ise davacı tarafından götürüldüğünü bu sebeple davanın reddini dilemiştir.
Davacı vekilinin davadan vazgeçme dilekçesine binaen ziynet ve çeyiz eşyası talebine ilişkin davanın Mahkemece usulüne uygun tefrik kararı verilmeden ayrı bir esasa kaydı gerçekleştirilmiştir. Mahkemece yeni esasa kayıt ile birlikte doğrudan gerekçeli biçimde hüküm kurularak "davacı vekilinin 07.06.2016 tarihli "karşı dava olarak açmış olduğumuz eşya davasında ... dava tarihinden önce vefat ettiğinden, ..."ın mirasçılarına ve ... aleyhine eşya bedelinden alacak yönünden ayrı yeni bir dava açacağız." ifadelerini içeren davadan vazgeçme dilekçesine binaen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
1- Davacı vekilinin 07.06.2016 tarihli dilekçesindeki talep içeriği itibari ile davayı takipten vazgeçme anlamındadır. 1086 sayılı HUMK"nun yürürlükte olduğu dönemde, uygulamada davanın geri alınması kavramı yerine, “davayı takipten sarfınazar etmek”, “davayı takipten vazgeçmek”, "davanın atiye bırakılması" tabirleri de kullanılmakta idi. Davadan vazgeçme, davanın geri alınması başlığı altında 6100 sayılı HMK"nun 123 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre davacının davasını geri alabilmesi için davalının rızasının bulunması gerekmekte olup, rızasının bulunması halinde "karar verilmesine yer olmadığına", geri almaya davalının rızasının bulunmaması halinde ise davada yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilecektir. Somut olayda, davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçenin davadan vazgeçmeye yönelik olduğu ancak davalı tarafın muvafakatinin alınmadığı görülmüş, mahkemece davalı tarafın bu yöndeki beyanı alınarak hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- 25/05/2016 tarihli duruşma tutanağında karşı davacı vekiline talebindeki çelişkiyi gidermek için bugünden itibaren bir haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde altın ve ev eşyası talebinin hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceğine yönelik ihtaratın yapıldığı ancak gereğinin yerine getirilmediği ve dosyaya vazgeçme dilekçesi sunulduğu gerekçesi ile dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulduğu görülmüş ise de doğrudan birinci bentteki bozma gerekçesi doğrultusunda bir işlem yapılmaksızın kesin süre verilerek süreye uyulmadığından bahisle de hüküm kurulmuş olması hatalı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.